Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4162
Karar No: 2016/4973
Karar Tarihi: 19.04.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4162 Esas 2016/4973 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/4162 E.  ,  2016/4973 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı....... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.03.2016 Salı günü davacılar vekili Av. ... ve davalı...... ile davalı...... vekili Av. ......geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinden ...... ve ....."in oğulları, diğer davacıların kardeşleri olan ....."ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu minibüsün seyir halinde iken çukura düşerek yanması sonucu 01.09.2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda müteveffa sürücü ......"nın yanı sıra, yol yapım çalışması devam eden kaza yerinin öncesine herhangi bir uyarı ve ikaz işareti koymayan ve yolun yapım, bakım, onarım ve işaretlenmesinden sorumlu olan ........ ile yol yapım işini üstlenen diğer davalı şirketin oluşan manevi zarardan sorumlu olduklarını belirterek, davacılar .......ve ...... için ayrı
ayrı 50.000 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .....vekili; davanın yargı yolu ve husumet yönünden reddini savunmuştur.
Davalı ...... vekili; kazanın oluşumunda asıl kusurun trafiğe kapalı olan yola giren sürücüde olduğunu, yolun çalışma yapılan bölümünde gerekli işaretlemelerin yapılmış olduğunu öne sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 25.000 TL, davacılar..., ..., ...., ...... ve ...... için ayrı ayrı 8.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı tarafça haksız fiil iddiasına dayalı olarak dava açılmış olmasına, HGK"nun 23.6.2010 tarih, 2010/7-332 - 2010/344 sayılı kararında belirtildiği üzere davaya bakma görevinin adli yargıya ait olmasına göre, davalı ......vekilinin yargı yoluna ilişkin temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dava; davacılar murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK."nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalıların %50, davacıların desteğinin yolcusu olduğu minibüs sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları belirlenmiştir. Aynı kazaya ilişkin farklı mahkemelerde davalar bulunmaktadır....... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/248-2014/412 sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davalıların %50, davacıların desteğinin yolcusu olduğu minibüs sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları; ...... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin
2012/553-2013/602 ve ...... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/542-2013/457 sayılı dosyalarında hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ise, davalıların %75, davacıların desteğinin yolcusu olduğu minibüs sürücüsünün %25 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir. Dava konusu olay nedeniyle ...... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/165 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği, dosyada alınan bilirkişi raporunda, minibüs sürücüsü ......."in trafiğe kapalı yol çalışması olan ana yola, çıkışta bulunan “yol çalışması ve Dur” levhalarına uymayarak girmesi nedeniyle asli (ağır) kusurlu olduğu; “yol çalışması ve Dur” levhalarından sonra menfeze kadarki yol kısmına, yolu kullanmayı caydırıcı, yanlış yönde bulunanları uyarıcı, levha ışık ve diğer maddi (set, bariyer gibi) tedbirlerin konulmaması nedeniyle yüklenici......... ile........... müteselsilen asli (ağır) kusurlu olduklarının belirlendiği ancak henüz davanın sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi, Borçlar Kanununun 53. TBK."nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanununun 53. maddesinde “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hâkimini takyit etmez.” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi
olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır (Hukuk Genel Kurulu - 2008/4-564 E, 2008/536 K.). Açıklanan nedenlerle her ne kadar hukuk mahkemesi hakimi, ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranı ile bağlı değil ise de; tespit edilen maddi olgular ile bağlı olup somut olay itibariyle maddi olgu bakımından da raporlar arasında çelişki meydana geldiğinden mahkemece, ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenerek ve yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de, kazaya sebebiyet veren aracın ticari niteliği bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin manevi tazminatlara ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ....... vekilinin yargı yoluna ilişkin temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı.......vekilinin ve davalı ....... vekilinin; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ......vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi