11. Ceza Dairesi 2017/10793 E. , 2020/3182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık ... müdafinin, 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ;
Sanığa yüklenen “2007 takvim yılında sahte fatura düzenlemek”suçunun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
2- Sanık ... müdafinin, 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
3- Sanık ... müdafinin, 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ;
I- Sanık hakkında “2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında suça konu faturaları düzenleyen şirketin ortağı olduğunu ancak faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, şirket yetkilisinin ... olduğunu, bütün işlemlerin de ... tarafından gerçekleştirildiğini, şirketi kardeşi Necmi İlter ile ...’ın kurduklarını ancak kardeşinin isteği üzerine şirketteki payını devralmasına karşın şirket işleriyle fiilen hiç ilgilenmediğini savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
II- Dosyada bulunan faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde yazı ve imza örnekleri alınarak faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması
III- Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneğinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,
IV- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321.maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.