8. Hukuk Dairesi 2018/4300 E. , 2019/11153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi - Yıkım - Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin 33880 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 13.12.2011 tarihinde satın aldığını, satın aldıktan sonra davalıya ihtiyaç nedeniyle taşınmazı tahliye etmesi etmesi için ihtarname gönderildiğini, ancak davalının taşınmazı işgal etmeye devam ettiğini belirterek, davalının haksız işgalinin sona erdirilmesine ve rızası olmaksızın taşınmaz üzerine yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasına, satın alma tarihi olan 13.12.2011 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL olmak üzere 1.800,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline, malzemenin sökülüp kaldırılmaması halinde uygun görülecek ve makul bir bedel karşılığında yapının davacıya aidiyetine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın daha önce dava dışı ..."ye ait iken 1970 yılında kayınpederi ... tarafından haricen satın alındığını ve üzerine ev yapıldığını, ancak ..."nın daha sonra bu evi terk ettiğini ve kendisinin oturmasına rıza gösterdiğini, evin harap vaziyette olduğunu, 2009 yılında kendisinin evi tamir ederek oturmaya başladığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dışı ..."nın dava konusu bina ile ilgili olarak elektrik aboneliğinin söz konusu olduğu, dosyaya sunulan kira sözleşmesinin incelenmesinden söz konusu konutun 05/10/2006 tarihinden itibaren ... tarafından ..."ya kiraya verildiğinin anlaşıldığı, davalının da kayınpederi ..."nın rızası ile evi kullanmakta olduğu bu durumda dava konusu evde hak iddia eden kişinin davalı değil, ... olduğu ve açılan davanın ..."ya yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delilllerden, dava konusu 33880 parsel sayılı taşınmazın ıslah-imar yolu ile 30.07.1987 tarihinde dava dışı ... adına tapuda kayıtlı iken, 1989 tarihinde ... mirasçılarına intikal ettiği ve mirasçıların da 13.12.2011 tarihinde davacı ..."e dava konusu taşınmazı sattığı, dava konusu taşınmaz üzerinde tek katlı bina ve eklentilerinin bulunduğu, taşınmaz üzerindeki evin dava dışı ... tarafından davalıya 05.10.2006 tarihinde kiralandığına dair kira sözleşmesinin dosyaya sunulduğu, yine ..."ya ait elektrik aboneliği kayıtlarının mevcut olduğu,... tarafından Hüseyin mirasçılarına karşı dava konusu taşınmaz üzerindeki evin aidiyeti hususunda dava açıldığı, eldeki davanın varlığı nedeni ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve TMK"nin 683. maddesinde düzenlendiği üzere; ""Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir."" Mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin malik tarafından gereği gibi kullanılmasını önleyen ve üçüncü kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak haksız elatmanın önlenmesi, taşkınlığın giderilmesi, durdurulması için, elatmanın önlenmesi davası hakkı tanınmıştır.
Somut olayda mahkemece, davalının kayınpederi ..."nın rızası ile evi kullanmakta olduğu bu durumda dava konusu evde hak iddia eden kişinin davalı değil, ... olduğu ve açılan davanın ..."ya yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davalı, dava konusu taşınmazı, dava dışı ..."nın izni ile kullandığını, ..."nın ise dava konusu taşınmazı eski malikten haricen satın aldığını iddia etmekte, dava konusu taşınmazı kullanmadığına dair bir beyanda bulunmamaktadır. Davacı ise, 13.12.2011 tarihinde dava konusu taşınmazı satın almış ve taşınmazda tam maliktir. O halde, yukarıda açıklanan kanun maddeleri uyarınca ve açıklamalar ışığında, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacının taşınmazda tam malik olduğu ve mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerektiği hususları düşünülmeden, davanın husumetten reddine karar verilerek işin esasının incelenmemesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece yapılması gereken iş, toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde işin esasına girilerek bir karar verilmesi olmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.