
Esas No: 2021/11057
Karar No: 2022/3954
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11057 Esas 2022/3954 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11057 E. , 2022/3954 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 09/03/2019 tarih, 2019/İHK-2661 sayılı itirazın reddine dair kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 16/04/2013 tarihinde müvekkilinin davalı tarafından sigortalanan araçta yolcu olduğu esnada çift taraflı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden temerrüt faizi ile davalıdan tahsili isteminde bulunmuş, talebini 31/10/2018 tarihli dilekçe ile 134.978,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulü ile 101.234,00 TL tazminatın 06/06/2018 tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili tarafından yapılan itiraz, İtiraz Hakem Heyetince reddedilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma sebebiyle cismani zararın tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 62. Maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” 62. Maddesinin ikinci fıkrasında ise; “Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” Şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; kaza tespit tutanağında, kazaya karışan her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun tespitinin yapıldığı, davacının maluliyetinden kaynaklanan zarara yönelik alınan aktüerya raporunda, davalı ... şirketinin tam kusurunun varlığı dikkate alınarak zarar hesap edildiği, UHH tarafından dava dışı karşı yön aracın sigortasından davacıya 35.997,00 TL tazminat ödemesi yapılırken karşı yön aracın %25 kusurunun varlığının kabul edilmesi karşısında davalının da kusurunun %75 olacağından bahisle hesaplanan tazminatın bahsi geçen kusura tekabül eden miktar yönünden hüküm tesis edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde; kazaya karışan her iki aracın kusurunun olduğuna dair kaza tespit tutanağındaki belirleme nazara alındığında, her iki sürücünün sorumluluklarının yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre müşterek müteselsil sorumluluk olması ve müşterek sorumlulardan biri tarafından yapılan ödeme (35.997,00 TL ödeme davacının da kabulündedir) ile diğerinin de sorumluluğunun o miktarda sonra ereceği hususu dikkate alınarak dava dışı sigorta tarafından davacıya ödenen 35.997,00 TL tazminatın güncellenerek toplam tazminat miktarından düşülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan yasal düzenlemelere göre aktüerya bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra esasa yönelik hüküm kurulması gerekmektedir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 03/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.