Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1915
Karar No: 2012/8720
Karar Tarihi: 05.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1915 Esas 2012/8720 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1915 E.  ,  2012/8720 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Yozgat Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 26.01.2012 gün ve 311/34 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili dava dilekçesinde, 106 ada 57 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak, dava konusu taşınmazın kadimden beri vekiledenleri tarafından malik sıfatıyla kullanıldığını, Hazine adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu açıklayarak Hazine’nin tapu kaydının iptali ile vekiledenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, yapılan soruşturma sonucu dava konusu taşınmaz üzerinde davacıların herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığını, uyuşmazlık konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı tarafın kazanmayı sağlayan zilyetlik süresinin bulunmadığını gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların bir kısmı, 1992 yılından sonra taşınmazın kullanılmadığını bildirmişler, diğerleri ise, 1992 yılından önce babaları Sadettin tarafından ekilip biçildiğini, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini açıklamışlar, ne var ki mahkemece, bu husus üzerinde durulmamış, beyanlar arasındaki çelişki de giderilmemiştir.
    O halde, mahkemece yapılacak iş dava konusu taşınmazın davacıların babasından kaldığı gözetilerek öncelikle babalarına ait veraset belgesi istenip dosya arasına konulması, murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımıyla yapılan paylaşım, satış veya bağış yoluyla dava konusu yerin davacılara düşüp düşmediğinin belirlenmesi, bu yollarla davacılara düşmüş ise, davanın bulunduğu bu hali ile yürütülmesi ve aşağıda belirtilecek eksikliklerin yerine getirilmesi zorunludur. TMK.nun 701 ve 702 maddeleri uyarınca murisin ölümü ile terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Şayet, murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir paylaşım, satış ya da bağış söz konusu değil ise, TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufu işlemlerde oybirliği arandığından ve dava da üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine’ye karşı açılmış olduğundan bir veya birkaç mirasçının kendi başlarına üçüncü kişilere karşı aktif dava açma hukuki sıfat ve ehliyetleri bulunmadığı gözetilerek dava koşulundan davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir. Dava da bir tasarrufi işlem olup tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir.
    Bundan ayrı, 106 ada 57 parsel ve çevresindeki komşu parselleri gösterir biçimde birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, üzerinde yapılacak inceleme sonucu komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ile teknik bilirkişi Osman Şahin’in 25.10.2011 tarihli krokisine göre taşınmazın kuzey ve doğusunda meranın yer aldığı gözetilerek taşınmazın ait olduğu Akyamaç Köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, var ise, getirtilerek dosyaya eklenmesi, ondan sonra komşu kayıt ve belgeler ile tahsisli ve kadim meralara ait belgeler yeniden yapılacak keşifte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu yerin bitişikte bulunan kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı hususlarının meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından belirlenecek ve seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasında yöreyi bilen yaşlı tanıklarını bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi gereğince yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi, somut olayda gerçekten iradi terkin söz konusu olup olmadığının da dinlenecek kişilerden sorularak saptanması, iradi terk var ise; başlangıç ve bitiş tarihlerinin tespiti, bu yerin köye bağışlanıp bağışlanmadığının da aynı biçimde belirlenmesi gerekmektedir.
    Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca murisin tüm mirasçıları bakımından miktar araştırılmasının yapılması, mirasçıların belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davaları açıp açmadıkları o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise, ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden değerlendirilmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca kuru-sulu araştırmasının yapılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 05.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi