Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1383
Karar No: 2012/8723
Karar Tarihi: 05.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1383 Esas 2012/8723 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1383 E.  ,  2012/8723 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çermik Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.06.2011 gün ve 16/171 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı tahminen 60.000 m2 yüzölçümüne sahip taşınmazın davacıya miras yoluyla intikal ettiğini vekil edeninin taşınmaza 40-50 yılı aşkın bir süreden beri nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet olduğunu kadastro çalışmalarının 1984 yılında kesinleştiğini ve taşınmazın tapulama harici bırakıldığını, taşınmazın vekil edeni ile murisleri tarafından imar ve ihya edildiğini açıklayarak taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu açıklayarak davacının davasının reddine taşınmazın TMK.nun 713/6.maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı köy temsilcisine usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, davalı köy temsilcisi davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu benimsenerek fen bilirkişisinin 29.06.2010 havale tarihli raporunda ve krokisinde A harfi ile gösterilen 20495,50 m2 yözölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; muristen intikal, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve imar-ihya hukuksal nedenlerine dayalı olarak MK.nun 713//1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davasıdır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin olup olmadığı hususu üzerinde durulmadığı gibi MK.nun 713/3. maddesi gereğince yasal davalı durumunda olan Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı da dava yöneltilmemiş olup, yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Üç yerel bilirkişinin birlikte dinlenmesi de usule aykırıdır. HUMK.nun ve HMK.nun da tanıklar hakkında yer alan hükümler aynı zamanda yerel bilirkişiler hakkında da uygulanır. HMK.nun 261. maddesi hükmü uyarınca, tanıkların ayrı ayrı dinlenilmesi öngörülmüş olup, yerel bilirkişilerin mahkemece birlikte dinlenmeleri anılan madde hükmüne aykırıdır. Ayrıca davaya konu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakma nedeni ve tarihi Kadastro Müdürlüğünden sorulmadığı gibi hava fotoğraflarından ve keşif sırasında çekilecek yakın plan ve panoramik fotoğraflardan da yararlanılmamıştır. Jeoloji bilirkişi dosya arasına sunduğu raporunda taşınmazın doğusunda kuru dere yatağı, güneyinde dere bulunduğunu belirttiği halde aynı raporda taşınmazın dere ile olan kot farkı üzerinde durulmamıştır. Bundan ayrı dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığı da Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmamıştır. Aksi halde, çifte tapuya yol açar. Bu nedenle teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması gerekmektedir. Taşınmaza komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile (varsa) kadastro sırasında komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarından da yararlanılmamıştır.
    Uyuşmazlık konusu taşınmazın fen bilirkişisi raporuna göre tapulama harici yerlerden olduğu ve taşınmazın kuzeyinden Çermik-Ergani Devlet yolunun geçtiği anlaşıldığına göre MK.nun 713/3.maddesi gereğince davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi, davaya katıldığı takdirde delillerini bildirmesi konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması gerekir.
    Davacı, taşınmazın davacıya murisinden intikal ettiğini açıklamış, intikal biçimi konusunda ise herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerde taşınmazın davacıya babasından intikal ettiğini, babasına da dedelerinden intikal ettiğini açıklamışlar, ancak intikal biçimi ve murisin başka mirasçıları bulunup bulunmadığı konusunda yerel bilirkişilerde herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu nedenle davacının murisi olan Abbas’a ait veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, veraset belgesi sunulduğunda murisin davacıdan başka mirasçılarının olduğunun belirlenmesi halinde murisin ölümünden sonra terekesinin tüm mirasçılarının katılımıyla paylaşıma tabi tutulup tutulmadığı, yapılan paylaşım, satış, bağış veya miras payının devri biçiminde davacıya dava konusu yerin düşüp düşmediği, düşmüş ise, bulunduğu bu hal ile davanın yürütülmesi, aksi halde terekeye dahil bir taşınmaz için TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince davacının tek başına üçüncü kişi durumunda bulunan davalılara karşı aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığı düşünülerek davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince tereke elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçıların belirlenmiş payları bulunmamaktadır. TMK.nun 702.maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olup, üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları zorunludur.
    Öte yandan tarafların tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda kendilerine süre ve imkan tanınması yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244 ve 259.maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, miras bırakan ve mirasçılarının dava konusu taşınmazın imar ve ihyasına hangi tarihte başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularının yerel bilirkişi ve tanıklarından sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, dava konusu taşınmaza komşu 124, 125, 127 ve 161 parsel sayılı taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın güneyinde kalan komşu köy parsel tutanaklarıyla kadastro çalışmaları sırasında bu parsellere revizyon gören tapu veya vergi kayıtlarının bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına konulması, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu parsellere ait vergi ve tapu kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisi üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, teknik bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması gerekir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde taşınmazın imar ve ihya edildiğini açıklamış olup taşınmazın büyüklüğü de dikkate alındığında niteliği konusunda güçlü bir duraksama söz konusudur. Bu nedenle davanın açıldığı 15.01.2008 tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl öncesine ait (1978-1988 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla keşifte zemine uygulanması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre dava konusu taşınmazın taşlık, kayalık yerlerden olup olmadığı, imar ve ihya edilip kültür arazisi haline getirilip getirilmediği, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularında uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, daha önce götürülmeyen başka bir ziraat mühendisi ve yüksek mühendis aracılığıyla dava konusu taşınmaz ve çevresindeki arazinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu yerin kültür arazisi haline getirilen yerlerden bulunup bulunmadığı belirtilmek suretiyle gerekçeli karşılaştırmalı Yargıtay ve tarafların denetimine açık rapor istenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde daha önce götürülen jeoloji bilirkişisinin dışında bir başka jeolog bilirkişiden de taşınmazın aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, taşınmazın çevresindeki dere ve kuru dere yataklarında kot farkı konusunda karşılaştırmalı, gerekçeli ve Yargıtay ve tarafların denetimine açık rapor alınmalıdır. Temyiz sırasında göz önünde tutulmak üzere HUMK.nun 366. (6100 sayılı HMK.nun 290.maddesi) maddesi hükmü uyarınca dava konusu yer ve çevresinin yakın plan ve panoramik resimlerinin çektirilip mahkeme hakimi tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve eksik incelemeyle yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Bu nedenle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi