12. Hukuk Dairesi 2020/5659 E. , 2020/9037 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu şirket ve avalist ..."ün yasal sürede icra mahkemesine başvurarak takibe dayanak senetteki imzaların şirket yetkililerine ve avaliste ait olmadığını ileri sürerek imzaya itiraz ettikleri, mahkemece imzaya itirazın kabulüne, alacaklı aleyhine asıl alacağın %20"si oranında kötü niyet tazminatına ve asıl alacağın %10"u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2016 tarihli ve 2016/5997 E., 2016/17385 K. sayılı kararı ile onandığı, alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine bu kez Dairemizin 29.09.2016 tarihli ve 2016/24811 E., 2016/20003 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporlarında sahteliği ispat oluncaya kadar kesin delil sayılan noter senetlerindeki imzalarla, takibe konu senetteki imzaların aynı el ürünü olduğu bildirildiğine göre borçlu şirket yönünden imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece; önceki gerekçelere ek olarak, borçlu şirketin imzaya itirazının reddine ilişkin ilk kararının da, itirazın kabulüne ilişkin ikinci kararın da Dairece bozulduğu, bu durumda kimin haklı, kimin haksız olduğu hususunda bir belirsizlik oluştuğu, ikinci karar oy birliği ile onandığı hâlde karar düzeltmede oy çokluğuyla bozulduğu, bu durumda bu belirsizliğin Hukuk Genel Kurulunda kesin olarak çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle önceki kararda direnilerek imzaya itirazın kabulüne, alacaklı aleyhine asıl alacağın %20"si oranında kötü niyet tazminatına ve asıl alacağın %10"u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verildiği, bu direnme kararına karşı ise alacaklı tarafından temyiz yoluna başvurduğu, Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.2019 tarih ve 2017/12-2692 E. - 2019/1003 K. sayılı kararı ile; takibe konu bonoda borçlu şirkete atfen atılı bulunan imzaların borçlu şirket temsilcilerine ait olduğu bilirkişi raporları ile ispatlanamadığından yerel mahkemenin direnme kararı usul ve yasaya uygun olduğu ancak Dairece alacaklı aleyhine verilen kötü niyet tazminatına ve para cezasına yönelik sair temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verildiği görülmektedir.
Buna göre, ilk derece mahkemesi kararı Dairemizin 29.09.2016 tarihli ve 2016/24811 E., 2016/20003 K. sayılı kararı ile borçlunun imzaya itirazının reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş olmakla, bu yöndeki bozma ilamının doğal sonucu olarak, alacaklı aleyhine verilen kötü niyet tazminatına ve para cezasına yönelik inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.2019 tarih ve 2017/12-2692 E. - 2019/1003 K. sayılı kararı ile direnme kararının usul ve yasaya ugun olduğuna karar verildiğine göre alacaklının, mahkemenin kötüniyet ve para cezasına karşı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK"nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder.
Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı senette lehtar, borçluların ise keşideci ve avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlular ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçenlere ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlu keşideci ve avalistin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilenlere karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK"nun 366. ve HUMK"nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 54,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.