
Esas No: 2016/623
Karar No: 2021/344
Karar Tarihi: 25.03.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/623 Esas 2021/344 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Kurum İşleminin İptali ve Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep 5. İş Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.08.1979 tarihinde işe başlayarak 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na (506 sayılı Kanun) tabi olarak 45 gün (41) çalıştığını, Bağ-Kur sigortalısı olarak 11 ay 8 gün ve Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak da 16 yıl 3 ay 9 gün hizmeti bulunduğunu, hizmet sürelerini birleştirerek Tarım Bağ-Kur sigortasından yaşlılık aylığı bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunduğunu, yaş şartını sağlamadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini ileri sürerek Kurum işleminin iptalini, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; davacının hizmet süreleri birleştirildiğinde 28.11.2013 tarihi itibari ile 6160 gün Bağ-Kur, 41 gün 506 sayılı Kanun’a tabi olmak üzere 6201 gün hizmet süresi bulunduğunu, prim ödeme gün sayısı şartı tamamlandığı hâlde 58 yaş şartını yerine getirmediğini, davacının 58 yaşını doldurduğu 05.02.2016 tarihinden sonra prim borcu olmaması şartı ile tahsis talebinde bulunduğu takdirde yaşlılık aylığı bağlanabileceğinin davacıya bildirildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 12.07.2014 tarihli ve 2014/106 E., 2014/211 K. sayılı kararı ile; davacının 28.11.2013 tarihi itibariyle 6160 gün 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (1479 sayılı Kanun) ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na (2926 sayılı Kanun) tabî Bağ-Kur, 41 gün de 506 sayılı Kanun’a tabî hizmeti olmak üzere toplam 6201 gün hizmeti bulunduğu, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un (2829 sayılı Kanun) 8. maddesi gereği davacıya 2926 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanması gerektiği, ancak 2926 sayılı Kanun’un yaşlılık aylığından yararlanma şartlarını düzenleyen 17. maddesi yürürlükten kaldırıldığından ve aynı yasaya eklenen Ek 3. madde uyarınca 1479 sayılı Kanun’un Geçici 10. maddesinin, 2926 sayılı Kanun’a tabi sigortalılar hakkında da uygulanması gerektiğinden davacının yaşlılık aylığı koşullarının 1479 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesine göre belirleneceği, söz konusu maddenin son fıkrasının (e) bendine göre de davacının 15 tam yıl prim ödeme süresinin yanında 58 yaşını doldurması gerektiği, davacının ise tahsis talep tarihi itibariyle 55 yaşında olduğu, yaşlılık aylığı bağlanması için gereken yaş şartını tamamlamadığından Kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
7. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 08.06.2015 tarihli ve 2014/18496 E., 2015/13061 K. sayılı kararı ile; “..Dava, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 19.09.1979-29.10.1979 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu, 04.10.2000-12.09.2001 tarihleri arasında 11 ay 8 gün Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 01.05.1990-03.10.2000 ve 01.04.2008-28.11.2013 tarihleri arasında 16 yıl 29 gün Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 29.11.2013 tarihli tahsis talebinin 58 yaş şartını yerine getirmediğinden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun"un geçici 10. maddesinin son fıkrasıdır. Buna göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını dolduranlara ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren kademeli olarak 15 yılını doldurduğu tarihler gözetilerek kadın ve erkek için ayrı ayrı yaş şartı getirilerek kısmi aylık şartları düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının 1479 sayılı Yasa"nın geçici 10.maddesinin son fıkrasına göre 01.10.1999 tarihinde, 15 yıl prim ödeme süresini (b) alt bendine göre 4 tam yıldan fazla 6 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getireceği anlaşıldığından davacının tahsis talep tarihinde 56 yaşında olması gerekmektedir. 05.02.1958 doğumlu olan davacının tahsis talep tarihinde 56 yaşında olması sebebi ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..”gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 06.11.2015 tarihli ve 2015/180 E., 2015/332 K. sayılı kararı ile; 1479 sayılı Kanun"un Geçici 10. maddesi uyarınca sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için sigortalının; 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olması, 15 tam yıl prim ödeme süresinin bulunması ve kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurması gerektiği kademeli geçişe göre de 01.10.1999 tarihinden itibaren maddede sayılan bentlerden hangi bentteki süre (davacı için 10 tam yıldan fazla, 14 tam yıl) içinde yaş koşulu yerine getirilirse o bentte öngörülen (davacı için 58) yaşı doldurması gerektiği, davacı 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olup, 15 tam yıl prim ödeme süresi koşulunu yerine getirdiği, ancak 08.09.1999 tarihi itibariyle 41 yaşında olmakla henüz 55 yaşını doldurmadığı, bu nedenle davacıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 4447 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.1999 tarihinden itibaren kaç yıl içinde 55 yaş şartını yerine getireceğinin belirlenmesi gerektiği, davacının sözkonusu maddenin (e) bendine göre ancak 10 tam yıldan fazla süre içinde, yani 14 yıl içinde 55 yaşını doldurma koşulunu yerine getirebildiği, bu nedenle de (e)bendinde belirtildiği üzere ancak 58 yaşını doldurması hâlinde yani 05.02.2016 tarihinde davacıya yaşlılık aylığı bağlanabileceği, davacının 28.11.2013 tarihli tahsis talebini reddeden Kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar da direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK:
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacının 28.11.2013 tarihli tahsis talebine istinaden 1479 sayılı Kanun’un Geçici 10. maddesine göre yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamadığı, noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Sosyal güvenlik, her şeyden önce herhangi bir nedenle kısmen ya da tamamen çalışamaz duruma düşen ve bu nedenle gelir kaybına uğrayan, muhtaç duruma düşenlere, insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sürmeleri için gerekli olan geliri sağlar (Tuncay, A.Can/Ekmekçi, Ö: Sosyal Güvenlik Hukuk Dersleri, 18. Bası, İstanbul 2016, s.5).
13. Sosyal güvenlik, insanları sosyal risklere (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, sakatlık, yaşlılık, ölüm, analık, işsizlik gibi) karşı koruma amacı güttüğünden bir amaç olarak sosyal sigortalar ile sosyal yardımlar ve hizmetler yolu ile gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.
14. Sosyal güvenliğin insanları sosyal risklere karşı koruma yükümlülüğü uluslararası hukuk normları ve Anayasa ile güvence altına alınmış ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkını doğurur. Bu hak bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo- ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı, K. : Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s: 95). Diğer bir ifadeyle sosyal güvenlik hakkı ortaya çıkabilecek sosyal riskleri önlemeyi amaçlar (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2018 tarihli ve 2015/10-2678 E., 2018/678 K. sayılı kararı).
15. 1479 sayılı Kanun’un 34. maddesinde yaşlılık aylığı bağlanması yaşlılık sigortasından sağlanan bir yardım olarak belirtilmiştir. Kanun koyucu bu madde ile birlikte Bağ-Kur sigortalılarını yaşlılık risklerinden korumak amacıyla yaşlılık sigortasından yardım sağlamayı amaçlamıştır (R. Aslanköylü, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Şerhi, Ankara 2015, s.1184).
16. 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesindeki “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.” düzenlemesi kapsamında davacıya son fiili hizmet süresinin geçtiği Kurum dikkate alındığında 2926 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanması gerekmektedir. Ancak 4956 sayılı Kanun’un 56. maddesi ile 2926 sayılı Kanun’un “yaşlılık aylığından yararlanma şartları” kenar başlıklı 17. maddesi yürürlükten kaldırılarak bu defa aynı Kanun’un 54. maddesi ile 2926 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. madde ile 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılar hakkında uygulanacak hükümler belirtilmiş olmakla anılan madde doğrultusunda 1479 sayılı Kanun’un Geçici 10. maddesi 2926 sayılı Kanun’a tabi sigortalılar hakkında da uygulanacaktır.
17. 1479 sayılı Kanun’un 35. maddesinde yaşlılık aylığından yararlanma koşulları tek tek sayılmış ve Bağ-Kur sigortalısının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için 3396 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle değişik (a) bendi uyarınca Kuruma yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması; 3774 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik (b) bendi uyarınca, kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması şarttır. Maddenin (c) bendinde ise kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmakla beraber en az 15 tam yıl sigorta primi ödemiş olanlara da kısmi aylık bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
18. Ancak 08.09.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanun’un 28. maddesi ile 1479 sayılı Kanun’un 35. maddesi değiştirilmiştir. Yapılan değişiklik ile Bağ-Kur sigortalısının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için 1479 sayılı Kanunun 35. maddesinin (a) bendi uyarınca yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması; (b) bendi uyarınca kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl sigorta primi ödemiş olması gerektiği belirtilmiş; son fıkrasında ise kısmi aylık bağlanabilmesi için kadının 60, erkeğin 62 yaşını doldurmuş ve en az 15 yıl prim ödemiş olması gerektiği hükme bağlanmıştır.
19. Yine 4447 sayılı Kanun’un 39. maddesi ile 1479 sayılı Kanun’a Geçici 10. madde eklenmiş ve maddenin birinci fıkrasında Bağ-Kur sigortalılarının tam veya kısmi yaşlılık aylığına hak kazanmalarına ilişkin istisna ve geçiş dönemi koşulları düzenlenmiş olup, buna göre 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre, anılan Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı (01.10.1999) itibariyle aylık bağlanmasına hak kazananlarla, aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az süre kalan sigortalıların önceki hükümlere göre tam veya kısmi yaşlılık aylığı hakları saklı tutulmuştur.
20. 1479 sayılı Kanun’un Geçici 10. maddesinin ikinci fıkrasında ise tam yaşlılık aylığına ilişkin geçiş dönemi özel koşullarına yer verilmiştir. Bu hüküm ile 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olup da 01.10.1999 tarihi itibariyle kadın sigortalı ise 20, erkek sigortalı ise 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına, 2 ila 10 tam yıl arasında kalan süreye bağlı olarak artan şekilde yaş koşulu da getirilmek suretiyle dokuz kademede yaşlılık aylığı bağlanma koşulları düzenlenmiştir. Ancak sözü edilen maddenin ikinci fıkrası Anayasa Mahkemesi’nin 23.02.2001 tarihli ve 1999/42 E., 2001/41 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş, iptal kararı sonrası 23.05.2002 tarihinde kabul edilen 4759 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile yeniden düzenlemeye gidilmiştir.
21. 4759 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile yeniden düzenlenen ikinci fıkra; 1479 sayılı Kanun uyarınca sigortalının hangi tarihte yaşlılık aylığına hak kazanacağı hesaplanırken, 23.05.2002 tarihini takip eden aybaşına (01.06.2002) kadar ödenen prim gün sayısına göre hesaplama yapılarak kadın sigortalı ise 20, erkek sigortalı ise 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına kalan sürenin fazlalığına bağlı olarak artan şekilde kadın ve erkek sigortalı için ayrı ayrı yaş koşulu da getirilmek suretiyle tam yaşlılık aylığına ilişkin onaltı ayrı kademede yaşlılık aylığı bağlanma koşulları düzenlenmiştir.
22. Geçici 10. maddesinin son fıkrasında ise ; “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan, 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurma koşulunu, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren,
a) 2 tam yıldan fazla, 4 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 51, erkeklere 56 yaşını,
b) 4 tam yıldan fazla, 6 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 52, erkeklere 56 yaşını,
c) 6 tam yıldan fazla, 8 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 53, erkeklere 57 yaşını,
d) 8 tam yıldan fazla, 10 tam yıl veya daha az süre içinde yerine getiren, kadınlara 54, erkeklere 57 yaşını,
e) 10 tam yıldan fazla süre içinde yerine getiren, kadınlara 56, erkeklere 58 yaşını,
Doldurmaları ve talepte bulunmaları halinde, yaşlılık aylığı bağlanır.” hükmü ile kısmi yaşlılık aylığı bağlanma koşulları düzenlenmiş olup, kısmi yaşlılık aylığı yönünden 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olanlardan 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaş koşulunun 01.10.1999 tarihinden itibaren birlikte oluşmasına kaç yıl olduğu belirlenerek kademeli olarak sonuca gidilmesi gerekecektir.
23. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 05.02.1958 doğumlu olduğu, 19.09.1979 – 29.10.1979 tarihleri arasında 1 ay 11 gün (41 gün) 506 sayılı Kanun kapsamında, 04.10.2000-12.09.2001 tarihleri arasında 11 ay 8 gün (338 gün) 1479 sayılı Kanun kapsamında, 01.05.1990-03.10.2000 ve 01.04.2008-28.11.2013 tarihleri arasında 16 yıl 29 gün (5789 gün) 2926 sayılı Kanun kapsamında olmak üzere 28.11.2013 tarihli tahsis talebi itibariyle 17 yıl 1 ay 18 gün (6168 gün) hizmetinin mevcut olduğu, tahsis talebinin “..5400 gün prim gün sayısı şartının tamamlandığı, 58 yaş şartının yerine getirilmediği..” gerekçesiyle Kurum tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır.
24. 1479 sayılı Kanun’un Geçici 10. maddesinin son (üçüncü) fıkrasındaki “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan, 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurma koşulu….” nedeniyle davacının 15 tam yıl ve 55 yaş koşulunu birlikte kaç yıl içinde yerine getireceği belirlenerek hangi alt bende göre yaş şartını sağlayacağı tespit edilmelidir. Bu durumda 4447 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08.09.1999 tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.1999 tarihi itibariyle davacının 9 yıl 6 ay 11 gün prim ödeme süresi olup 15 yıl prim ödeme süresini 5 yıl 5 ay 19 gün süre içinde; yaşı ise 41 yıl 7 ay 26 gün olup 55 yaşını doldurma koşulunu 13 yıl 4 ay 4 gün içinde yerine getireceği, her iki şartın 10 yıldan fazla sürede yerine getirilmesi söz konusu olduğuna göre geçici 10. maddenin son fıkrasının (e) bendindeki “10 tam yıldan fazla süre içinde yerine getiren, kadınlara, 56, erkeklere 58 yaşını, doldurmaları..” hükmü uyarınca davacının 58 yaşını doldurması hâlinde aylık bağlanabileceği ve tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
25. Hâl böyle olunca davacının tahsis talep tarihi itibariyle yaş koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle yaşlılık aylığına hak kazanamadığına yönelik verilen direnme kararı yerindedir.
26. O hâlde direnme kararı onanmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
Gerekli ilam harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.03.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.