
Esas No: 2021/9425
Karar No: 2022/3619
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9425 Esas 2022/3619 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/9425 E. , 2022/3619 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminata ilişkin tahkim yargılamasında Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 25/04/2022 tarihli kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 04/07/2011 tarihinde davalıya sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası neticesinde aracın sürücüsü olan davacıların desteklerini kazada hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda desteklerinin kusuru olduğunu, destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya dair talep hakkı saklı kalmak üzere davacı ... için 40.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile talebini davacı ... için 117.057,50 TL, ... için 32.465,41 TL, ... için 14.029,71 TL 'ye yükseltmişlerdir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvuru sahibi taleplerinin kabulü ile ... 117.057,50 TL, kızı ... 32.465,41 TL, oğlu ... 14.029,71 TL, oğlu ... için 9.486,82 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. maddesi gereği Sigorta Tahkim Komisyonlarının 40.000,00 TL'yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğundan 40.000,00 TL'lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmelidir. Bu sebeple davacılar ..., ... ve ... yönünden verilen kararlar, miktarı itibariyle ayrı ayrı kesin nitelikte olduğundan davalı vekilinin ..., ... ve ... yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin davacı ... yönünden verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
2.a)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.b)Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında; "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine; maddenin 5. fıkrasında ise "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; kazayla ilgili ifadelerde davacının desteği ... A.Ş. bünyesinde liman ve tahmin ve tahliye işi yaptığı, görevli olarak İskenderun Payas arasında gelip gittiğini, vardiyasında aracı kendisi kullandığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacıya SGK Başkanlığı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talep edilmiş ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından gerekli araştırma yapılmadan itirazı reddedilmiştir.
Bu durumda; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na müzekkere yazılarak, davaya konu kazaya ilişkin olarak iş kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kazadaki kalıcı maluliyeti nedeniyle davacıya iş göremezliğine ilişkin gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı ve rücu istemli dava açılıp açılmadığı; bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesi hükmü değerlendirilerek tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
2.c) Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Sigortacılık
Kanunu'nun 30/17. ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddeleri uyarınca, tarafların vekille temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olduğu öngörülmüştür. Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için ilgili mevzuat göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında belirlenmesi, sözonusu miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması hâlinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, davacılar ..., ... ve ... yönünden temyiz dilekçesinin İtiraz Hakem Heyeti kararının kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2a) (2b) ve (2c) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.