8. Hukuk Dairesi 2012/2471 E. , 2012/9001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.07.2011 gün ve 29/435 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... dava dilekçesinde mevki ve sınırları belirtilen, üzerinde ev ve meyve ağaçları bulunan bir parça taşınmazın kadastro çalışmalarında tescil harici bırakıldığını açıklayarak adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... temsilcisi cevap vermediği gibi yargılamaya da iştirak etmemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davacı lehine imar ihya ve zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Göksun Kadastro Müdürlüğünün 22.04.2011 tarih ve 145 sayılı cevabi yazısından dava konusu taşınmazın taşlık vasfı ile tespit harici bırakıldığı saptanmış, komşu 210 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağından dava konusu taşınmazın 05.10.1973 tarihinde tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür. Mahallinde 20.06.2011 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinde davacının babasına ait olduğunu, babasının ölümünden sonra mirasçılar arasında yapılan taksimde davacıya düştüğünü, yaklaşık 20-25 yıldır davacının zilyetliğinde bulunduğunu bildirmiş ancak, taşınmazın kim tarafından hangi tarihte imar ihyasına başlandığını, imar ihyanın hangi tarihte sona erdiğini ve bu tarihten sonra taşınmazın kim tarafından ne şekilde zilyet edinildiğini açıklamamış, mahkemece, taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığı Tapu Sicil Müdürlüğünden, Belediye imar planı kapsamı içinde bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise hangi tarihte imar planına alındığı, imar planının hangi tarihte kesinleştiği Belediye Başkanlığından sorulmamış, yasal zorunluluk olan ilan yapılmamış ve usulüne uygun olarak miktar araştırması yapılmamıştır. Bu halde mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar ...nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, taşınmazın imar ihyasına kim tarafından hangi tarihte başlandığı, imar ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı, kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasındaki çelişki bulunması halinde ...nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmelidir.
Ayrıca tescil davasının konusunu ancak tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar oluşturacağından ve çifte tapunun önlenmesi bakımından, dava konusu taşınmaza ait teknik bilirkişi raporu eklenerek, taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığı Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmalı, TMK.nun 713/4-5 maddesi gereğince yasal ilanlar yapılarak üç aylık ilan süresinin dolması beklenmelidir.
Öte yandan Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince belgesizden zilyetlikle edinilebilecek taşınmaz miktarı kuru arazide 100 dönüm ve sulu arazide 40 dönümü aşmayacağından davacının zilyetlikle edindiği taşınmaz bulunup bulunmadığı, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı olarak tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil davalarına ait dosyaların mahkemelerinden getirtilerek yasadaki miktar sınırlamaları yönünden gözönünde bulundurulmalı ve toplanan deliller ışığında bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4., HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.