Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/1074
Karar No: 2021/356
Karar Tarihi: 25.03.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1074 Esas 2021/356 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/1074 E.  ,  2021/356 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve borçlu olmadığının tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kayseri 1. İş Mahkemesince verilen asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin karar davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 18.01.2001-06.03.2002 tarihleri arasında Neslin Turizm Restoran Akaryakıt Tic. Ltd. Şti’nin (unvan değişikliği ile Seçel Turizm Restaurant ve Akaryakıt San. Tic. Ltd. Şti.) 1023224 sicil numaralı işyerinde genel koordinatör olarak çalıştığını, prim borçlarının tahakkuk ve tediyesi ile görevli olmadığı gibi, işyerinde çalışmadığı 2001 yılı öncesine ve ayrıldığı tarihten sonrasına ait borçlardan da sorumlu tutulduğunu, yapılan tahsilatların sorumlu olduğu dönem dışındaki borçlara mahsup edildiğini, öte yandan şirketin malvarlığından borcun tahsili yoluna gidilmeden müvekkili hakkında işlem yapılamayacağını, kendisine bildirim yapılmadan arabası ve taşınmazına haciz konulduğunu, satış aşamasında haberdar olduğu taşınmazı üzerindeki haczi 30.000,00TL ödeyerek kaldırdığını ileri sürerek davacının malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir
    5. Davacı vekili Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2012/825 Esas sırasına kayden açtığı davada; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK/Kurum) tarafından aynı borç için 03.12.2012 tarihinde yeniden ödeme emri çıkarıldığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş; dava Kayseri 1. İş Mahkemesinin 27.05.2014 tarihli ve 2012/825 E., 2014/535 K. sayılı karar ile eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    6. Davacı vekili, Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2014/756 Esas sayılı dava dilekçesinde; davalı Kurumun 1023224 sicil numaralı işyeri için 2002 yılı 7 ila 12., 2003 yılı 1.; 2003 yılı 6 ila 10; 2003 yılı 5,11,12. ayları ile 1022798 sicil numaralı işyeri için 2003 yılı 2 ila 12; 2002 yılı 7 ila 12 ve 2003 yılı 1. aylarına ilişkin ana para ve faiz borcundan dolayı takip yaptığını, ancak bu borçların belirtilen işyerleri ile ilgisi bulunmadığı gibi, zamanaşımına uğradığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup davanın Kayseri 1. İş Mahkemesinin 29.09.2014 tarihli ve 2014/756 E., 2014/779 K. sayılı kararı ile görülmekte olan dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Davalı Cevabı:
    7. Davalı SGK vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; 1022798, 23223 ve 1023224 sicil numaralı işyerleri için Poli Dünyası Turz. Gıda Petrol Teks. Mob. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin prim borçlarından dolayı 2003/1017 ve 2003/998 nolu dosyalar ile icra takibi yapıldığını, davacının işveren vekili olduğunu, bu nedenle prim borçlarından sorumlu tutularak şahsi mal varlığı üzerine haciz konulduğunu, borcun bir kısmı ödendiğinden taşınmaz üzerindeki haczin kaldırıldığını, iki araç üzerindeki haczin devam ettiğini, Kurum işleminin kanuna uygun olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    8. Davalı SGK vekili birleşen 2012/825 E. sayılı davaya ilişkin cevap dilekçesinde de benzer yönde açıklamalarda bulunarak davanın reddi istemiştir.
    Mahkemenin Birinci Kararı:
    9. Kayseri 1. İş Mahkemesinin 28.11.2012 tarihli ve 2007/244 E., 2012/655 K. sayılı kararı ile; 31.03.2003 tarihli ödeme emrinin şirkete tebliğ edildiği, davacı adına ödeme emri düzenlenmeden malları üzerine konulan haczin usulsüz olduğu, öte yandan ticaret sicili kayıtlarına göre davacının 18.01.2001-06.03.2002 tarihleri arasında şirket yöneticisi olduğu, bu nedenle görevden ayrıldığı tarihten sonrasına ait 2002 yılı 4. ve 5. aylara ait prim borcu ve gecikme zammından sorumlu olmadığı, 26.09.2006 tarihinde ödenen 28.000,00TL’nin ise davalı Kurum tarafından davacının görevli olmadığı dönemlere ilişkin borçlardan mahsup edildiği, bu ödemenin davacının sorumlu olduğu dönem borçlarını karşıladığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 38 HU 999 plaka sayılı araç üzerindeki haczin kaldırılmasına, davacının 2003/998 ve 2003/1017 sayılı icra takiplerine konu 2001/4-5-6-7-8-9-10-11-12; 2002/2-3-4-5-6; 2002/2-3-4-5. aylara ait prim borçlarından dolayı sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
    10. Kayseri 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
    11. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 20.01.2014 tarihli ve 2013/3673 E., 2014/659 K. sayılı kararı ile; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un (6183 sayılı Kanun) 58. maddesi uyarınca davacıya ödeme emri tebliğ edilip edilmediği, davanın 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı belirlenerek davanın süresinde açıldığının tespiti hâlinde, davacının Neslin Turizm Restoran Akaryakıt Tic. Ltd. Şti. ve Poli Dünyası Turz. Gıda Petrol Teks. Mob. San. ve Tic. Ltd. Şti"nde temsil ve ilzama yetkili yönetici sıfatının başladığı ve bittiği tarihler tereddütsüz olarak saptanarak bu tarihler arasındaki prim borçlarından 506 Sosyal Sigortalar Kanunu"nun (506 sayılı Kanun) 80. maddesi gereğince işverenle ile birlikte sorumlu olması nedeniyle yöneticilikten istifa etmiş ise bu tarih de araştırılarak temsil ve ilzam yetkisinin kalktığı tarihe kadar sorumluluğunun irdelenmesi, gerekirse mali konularda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemenin İkinci Kararı:
    12. Kayseri 1. İş Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2014/211 E., 2015/585 K. sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ticaret sicili kayıtlarına göre davacının 23.02.2001-06.03.2002 tarihleri arasında imza yetkisi olduğundan bu dönem borcundan sorumlu olduğu, icra takibine konu borç için davacının ödediği 28.000,00TL’nin sorumlu olduğu dönem borcunu karşıladığı, birleşen 2012/825 Esas sayılı dava yönünden 2003/998 ve 2003/1017 sayılı dosyalardan gönderilen ödeme emirlerinin 06.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal sürede açıldığı, asıl dava konusu borç için gönderilen, bu nedenle mükerrer olan ödeme emirlerinin iptali gerektiği; birleşen 2014/756 Esas sayılı dava yönünden ise 2003/10467, 2003/15499, 2004/14167, 2004/12734 ve 2003/10514 nolu dosyalarda gönderilen ödeme emirlerinin tebliğ tarihinin belli olmadığı, ancak posta işlem kaşesi üzerindeki 09.09.2014 tarihi esas alındığında davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği, takibe konu alacakların 2002 yılı Temmuz ve 2003 yılı Aralık ayları arasındaki döneme ait olduğu, davacının sorumlu olduğu 23.02.2001-06.03.2002 dönem dışında kaldığı, ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 2003/998, 2003/1017, 2003/10467, 2003/15499, 2004/14167, 2004/12734 ve 2003/10514 sayılı icra dosyalarında davacı hakkında çıkarılan ödeme emirlerinin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine ve bu dosyalardan malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
    13. Kayseri 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresinde davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
    14. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 06.03.2017 tarihli ve 2016/3646 E., 2017/1713 K. sayılı kararı ile; "...1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Birleşen davalar yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davaya konu olayda ise; Poli Dünyası Turizm Gıda Pet. Teks. Mob. San. Tic. Ltd. Şti. yetkili genel kordinatörü olan davacı hakkında, anılan şirketin prim borçlarından dolayı haciz işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Eldeki davaya konu olayda, icra takip dosyasından davacıya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmemiş olması nedeni ile davacı yönünden kesinleşmemiş bir icra takibi üzerinden davacının mallarına haciz konulamayacağı belirgin ise de, davacının anılan şirketin prim borçlarından sorumlu olmadığının tespitini de talep etmesi karşısında, davanın bu halde herhangi bir süreye tabi olmayan menfi tespit davası niteliğinde olduğunun belirlenmesi nedeni ile davacının anılan prim borçlarından sorumluluğunun irdelenmesi gerekmektedir. Öncelikle, davacının anılan şirkette temsil ve ilzama yetkili yönetici sıfatının başladığı ve bittiği tarihler tereddütsüz olarak belirlenerek, davacının anılan şirkette temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki döneme yönelik, prim alacaklarına ilişkin olarak 506 sayılı Yasanın 80. maddesi ile getirilen özel nitelikteki düzenlemenin davanın yasal dayanağı olduğu nazara alınmalıdır. Bu maddeye göre, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Bu özel düzenleme karşısında, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönemde şirketin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı anılan yasa gereğidir. Ancak, davacının, şirket yöneticiliğinden istifa ettiğinin belirlenmesi halinde hangi tarihte istifa ettiği araştırılarak, şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan üst düzeydeki yönetici ve yetkililerin borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilecekleri ve haklı nedenin varlığı halinde prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamayacakları gözetilerek, şirketteki temsil ve ilzam yetkisinin kalktığı tarihe kadar 506 sayılı Yasanın 80. maddesi kapsamında, davacının sorumluluğu irdelenerek, gerekirse bu yönde mali ve hukuki konularda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    15. Kayseri 1. İş Mahkemesinin 23.11.2017 tarihli ve 2017/195 E. 2017/548 K. sayılı kararı ile; 12.05.2015 tarihli Kurum yazısı ekinde gönderilen Kayseri 5. Noterliğinin 2387 yevmiye numaralı kararı ile onaylı 30.01.2002 tarihli ortaklar kurulu kararından davacının anılan şirkete müdür olarak atandığının anlaşıldığı, aynı yazı ekindeki Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan karar ile yeni müdür seçilmekle davacının müdürlüğünün 25.07.2003 tarihinde sona erdiği, davalı Kurumun kabulünün de bu şekilde olduğu, davacının aksini iddia etmediği, bu nedenle davacının Neslin (Seçel) Turizm Ltd. Şti’nde 23.02.2001-06.03.2002; Poli Dünyası Ltd. Şti’nde 30.01.2002-25.07.2003 tarihleri arasındaki dönem yönünden sorumlu olduğu, Kurum yazışmalarından Poli Dünyası Ltd. Şti’nin işyerini 11.03.2002 tarihinde devraldığı anlaşıldığından davacının bu şirketin borçlarından sorumluluğunun bu tarihte başladığı, 506 sayılı Kanun’un 82. maddesine göre işyerini devralan şirket önceki borçlardan müşterek sorumlu ise de, yöneticinin sorumluluğunun görev yaptığı dönemle sınırlı olduğu, asıl dava konusu olan 2003/998 sayılı ödeme emrinin 10223224 sicil numaralı, 2003/1017 sayılı ödeme emrinin 1022798 sicil numaralı işyerinin prim borçlarına ilişkin olduğu, 12.01.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacının ödediği 28.000,00TL’nin sorumlu olmadığı dönem borçlarına mahsup edildiğinin belirlendiği, bunun hukuka aykırı olduğu, yapılan ödemelerin davacının sorumlu olduğu dönemler ile işverenin sorumluluğundaki önceki tarihli borçlardan mahsup edildiğinde davacının borcu kalmadığı belirtilerek önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    16. Direnme kararı süresi içinde davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    17. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; hacizlerin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti istemi ile açılan davada mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın Özel Dairece davacı yönünden kesinleşmemiş bir icra takibi üzerinden mallarına haciz konulamayacağı belirtildikten sonra hükmün anılan şirketin borçlarından sorumlu olmadığının tespiti istemi ile ilgili bozulduğu dikkate alındığında; davacının Poli Dünyası Turizm Gıda Pet. Teks. Mob. San. Tic. Ltd. Şti’nde temsil ve ilzama yetkili yönetici sıfatının başladığı ve bittiği tarihler ile istifa etmiş ise istifa ettiği tarihinin araştırılmasının gerekip gerekmediği; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    18. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; burada varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    19. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
    20. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    21. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
    22. Somut olayda; mahkemece Özel Dairenin birinci bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu verilen kararda asıl davaya ilişkin olarak ticaret sicili kayıtlarına göre 23.02.2001-06.03.2002 tarihleri arasında imza yetkisi olduğundan davacının bu dönem borcundan sorumlu olduğu, ödediği 28.000,00TL’nin sorumlu olduğu dönem borcunu karşıladığı belirtilerek ayrıca birleşen davalara ilişkin gerekçeye de yer verilerek asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş; hükmün Özel Dairece davacının Poli Dünyası Turz. Gıda Petrol Teks. Mob. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden temsil ve ilzama yetkili yönetici sıfatının başladığı ve bittiği tarihler ile istifa etmiş ise istifa tarihinin belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına üzerine daha önce gerekçede yer verilmediği hâlde davacının Poli Dünyası Ltd. Şti. yönünden sorumluluğunun 30.01.2002-25.07.2003 tarihleri arasındaki dönemle sınırlı olduğu, işyeri devri hâlinde devralan şirket önceki dönem borcundan sorumlu olmakla birlikte yöneticinin görev yaptığı dönemle sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiği, bu durumda da davacının sorumluluğunun işyeri devrinin gerçekleştiği 12.03.2002 tarihinden itibaren başladığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
    23. Görüldüğü üzere mahkemece önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile karar verilmiş olup ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
    24. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
    25. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.03.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi