
Esas No: 2018/585
Karar No: 2021/358
Karar Tarihi: 25.03.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/585 Esas 2021/358 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı ihbar olunan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça Bugün Gazetesinin 22.11.2011 tarihli nüshasının 1 ve 14 sayfalarında yer alan “Yumurta savunması meslekten attırdı” ve “Baykal’a yumurta mesleğinden etti” aynı gazetenin internet sayfasında “Rafet Mert Meslekten İhraç Edildi” şeklindeki haberlerden dolayı müvekkili hakkında ihraç kararı olmadığı hâlde iddiaların doğruluğu ve dayanakları araştırılmadan gerçek dışı haber yapılarak müvekkilinin aleyhinde olumsuz bir kamuoyu oluşturulduğunu, müvekkili hakkında gazete ile internet sitesinde “Uyuşturucu şebekesi ile bağlantılı olduğu iddiası ile müfettiş soruşturması başlatıldığı ve adının uyuşturucu kaçakçılığına karışmış olduğu ve halen de bu konuda soruşturma yapıldığı” şeklinde haberlere yer verilmiş ise de Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1128 sayılı dosyası ile yapılan soruşturma sonucunda hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildiğini, aynı konuda Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada 03.07.2010 tarihli ve 121819 sayılı karar ile disiplin soruşturması açılmasına gerek görülmediği, meslekten ihraç kararı verildiğine ilişkin haberlerin gerçek dışı olduğu, adlî ve idarî yönden takipsizlik kararı verildiğinin kamuoyuna duyurulduğunu, bu şekilde müvekkili hakkında ihraç kararı olmadığı hâlde iddiaların doğruluğu ve dayanakları araştırılmadan gerçek dışı haber yapılarak müvekkilinin kişilik haklarının ağır şekilde ihlâl edildiğini ileri sürerek 10.000TL manevi tazminatın haberin yayınlandığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Cevabı:
5. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı hakkındaki "Mert meslekten ihraç edildi" şeklindeki ifadenin sehven yazıldığını, Bugün Gazetesinde 22.11.2011 tarihinde yayınlanan “İhraç değil uyarı cezası” başlıklı haberde bu durumun düzeltilerek kamuoyunun bilgisine sunulduğunu, bu sebeple müvekkili gazetenin davacının şeref ve haysiyeti ile oynamak ya da kişilik haklarına saldırı amacının bulunmadığının yayınlanan tekzip yazısı ile ortaya konulduğunu, dava konusu haberlerin görünür gerçeğe uygun olduğunu, davacı hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığını ve benzer nitelikteki haberlerin birçok basın yayın organında yer aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Aydın 1. Asliye HukukMahkemesinin18.12.2014 tarihli ve 2012/465 E., 2014/607 K. sayılı kararı ile;dava konusu haberlerin mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun ( BK) 41. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49. maddesinde düzenlenen haksız fiil niteliğinde olduğu, TBK’nın 58. maddesinde düzenlenen manevi tazminat unsurlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.000TL manevi tazminatın 22.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 08.03.2016 tarihli ve 2015/5613 E., 2016/2995 K.sayılı kararı ile;
“…Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Bugün Gazetesi"nin 22/11/2011 tarihli nüshasının 1. ve 14. sayfasındaki "Yumurta saldırısı meslekten attırdı" haberde gerçeğe aykırı bilgilere yer verildiğini, davacı hakkında dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal"ın Van ilini ziyareti sırasında meydana gelen olaylar nedeniyle idari soruşturma başlatıldığını ve davacıya bu soruşturma neticesinde uyarma cezası verildiğini, haberde belirtilenin aksine meslekten ihracının söz konusu olmadığını, haberdeki gerçeğe aykırı ifadeler nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davacı hakkındaki "Mert meslekten ihraç edildi" şeklindeki ifadenin sehven yazıldığını, Bugün Gazetesi"nin 24/11/2011 tarihinde yayınlanan "ihraç değil uyarı cezası" başlıklı haberde bu durumun düzeltilerek kamoyunun bilgisine sunulduğunu, bu sebeple davalı gazetenin davacının şeref ve haysiyeti ile oynamak yada kişilik haklarına saldırı amacının bulunmadığının yayınlanan tekzip yazısı ile ortaya konulduğunu, haberin görünür gerçeğe uygun olduğunu, davacı hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığını ve benzer nitelikteki haberlerin birçok basın yayın organında yer aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu haberin içeriğinin gereği gibi araştırılmadığı ve haber nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olaya gelince; bir dönem Van Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacının dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olan Deniz Baykal"ın Van ilini ziyareti sırasında meydana gelen bazı olaylar nedeniyle adli ve idari soruşturma geçirdiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı hakkındaki idari soruşturma çerçevesinde düzenlenen ve İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna sunulan disiplin raporunda davacının eyleminin meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği ancak geçmiş hizmetleri olumlu ve sicilleri iyi olduğundan bir alt cezanın uygulanması hususunun Disiplin Kurulunun takdirine bağlı olduğu belirtilmiştir. Yüksek Disiplin Kurulu tarafından davacıya uyarma cezası verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında ve özellikle davacı hakkındaki disiplin raporu, ceza mahkemesi kararı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu haberin görünür gerçeğe uygun olduğu anlaşılmaktadır. Basının haberi ilgi çekici kılmak için kullandığı ifadelerin de davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilemez. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle kısmen kabulü doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.2016 tarihli ve 2016/393 E., 2016/614 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde ihbar olunan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davaya konu yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği, buradan varılacak sonuca göre davacı yararına manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; davalılardan Koza İpek Basın ve Basım San ve Tic. A.Ş.’nin 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ticaret sicil kaydının 30.09.2016 tarihinde re’sen terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğunun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 05.10.2016 tarihli, 9169 sayı ve sayfa 53’te belirtildiği, Bugün Gazetesinin de 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan (08.11.2016 tarihli ve 6755 sayılı Kanun ile Kanun hükmü olarak kabul edilen) 27.07.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin kapatılan gazete ve dergiler ile yayınevi ve dağıtım kanallarına ilişkin ekli (3) sayılı listede yer aldığı ve 2/1-c maddesi gereğince kapatıldığı dikkate alındığında, anılan davalı yönünden 29.10.2016 tarihli ve 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 16. maddesi (08.03.2018 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7082 sayılı Kanun ile Kanun hükmü olarak kabul edilen) kapsamında direnme kararından sonra kendisine ihbarda bulunulan ... vekilince bu hususun temyize getirilip getirilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi için direnme kararının bozulmasının gerekip gerekmediği hususuön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. 20.07.2016 tarih ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 29.10.2016 tarihli ve 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Dava ve Takip Usulü” başlıklı 16. maddesinde;
“(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine ... ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dâhil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
14. Aynı hüküm 08.03.2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 16. maddesi ile de aynen kabul edilerek Kanun hükmü hâline getirilmiştir.
15. 27.07.2016 tarihli 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum Ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirler” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ekli (3) sayılı listede yer alan gazete ve dergiler ile yayınevleri ve dağıtım kanallarının kapatıldığı belirtilmiştir.
16. Dava konusu haberin yayımlandığı Bugün Gazetesinin 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin kapatılan gazete ve dergiler ile yayınevi ve dağıtım kanallarına ilişkin ekli (3) sayılı listede yer aldığı ve 2/1-c maddesi gereğince kapatıldığı anlaşıldığı gibi, davalı Koza İpek Basın ve Basım San ve Tic. A.Ş.’ninde 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ticaret sicil kaydı 30.09.2016 tarihinde re’sen terkin edilmiş ve bu hususun tescil ve ilan olunduğu Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 05.10.2016 tarihli, 9169 sayı ve sayfa 53’te belirtilmiştir.
17. Bu durumda anılan davalı hakkında 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
18. Diğer taraftan dava tarihi 22.10.2012 olduğu hâlde, gerekçeli karar başlığında dava tarihinin 27.05.2016 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde bulunduğundan ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
İhbar olunan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle; davalı Koza İpek Basın ve Basım San ve Tic. A.Ş.’nin 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Ticaret sicil kaydının 30.09.2016 tarihinde re’sen terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğunun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 05.10.2016 tarihli, 9169 sayı ve sayfa 53’te belirtildiği ve haberin yayımlandığı Bugün Gazetesinin 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin kapatılan özel radyo ve televizyonlara ilişkin ekli (3) sayılı listede yer alıp 2/1-c maddesi gereğince kapatıldığı anlaşılmakla 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için direnme kararının bu değişik gerekçe ile BOZULMASINA,
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.03.2021 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.