Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1987
Karar No: 2012/9084
Karar Tarihi: 12.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1987 Esas 2012/9084 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/1987 E.  ,  2012/9084 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair İmranlı Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.11.2011 gün ve 146/295 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... dava dilekçesinde; 144 ada 5 sayılı parsel, adına tapuda kayıtlı bulunduğu halde, İmranlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2011 tarih 2010/289 Esas, 2011/4 Karar sayılı dosyası ile davalı ... tarafından davacı sıfatıyla açtığı davada ortak sınırda çıkan uyuşmazlığın 60-70 m2 bakımından çözümlenmesi gerekirken, anılan parselin tümü bakımından tapu kaydının iptaliyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın temyiz edilmeyerek 18.03.2010 tarihinde kesinleştirildiğini, yapılan bu işlemin hatalı olduğunu, belirtilen dosyanın davacısı ve eldeki davanın davalısı ... tarafından da bu durumun kabul edildiğini açıklayarak iki taşınmaz arasında uyuşmazlık konusu teşkil eden ve dava dilekçesinde yaptığı açıklamalar doğrultusunda iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, parselin tamamı bakımından iptal ve tescile karar verildiğinden 144 ada 5 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline ve iki sınır arasında mevcut uyuşmazlık konusunda karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... 12.10.2011 tarihli yargılama oturumuna geçen imzalı beyanı ile; “Karaboğaz köyü 144 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dedesi olan ...’den geldiğini, kadastro çalışmaları sırasında bu taşınmazın davacının taşınmazıyla duvarla ayrılmasına rağmen bir kısmının eksik yazıldığını, davacı ...’un taşınmazına eklendiğini, bu nedenle İmranlı Sulh Hukuk Mahkemesinde 2010/289 Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, ancak, dava ettiği yer 144 ada 5 parsel içerisinde kalan ve duvar ile taşınmazı arasında kalıpta davacı adına tespit gören yaklaşık 60-70 m2 yer olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesinde keşif yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini, 144 ada 5 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle tümünün adına tesciline karar verildiğini, oysa ki, bu taşınmazın 60-70 m2’lik kısmının kendisine, diğer miktarın davacı ...’a ait olduğunu, davacının bu yönde davasında haklı bulunduğunu ve uyuşmazlık oluşturan yeri keşifte göstereceğini açıklamıştır.
    Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davalı ... İmranlı Sulh Hukuk Mahkemesinde 18.01.2011 tarih ve 2010/289 Esas, 2011/4 Karar sayılı dosyasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasında; sadece kendisiyle ... parseli arasında bulunan sınırdaki bir kısım taşınmazın İbrahim’in 144 ada 5 sayılı parseline eklenmek suretiyle tespit ve tescil edildiğini, bu kısmın iptaline karar verilmesini istediği halde, mahkemece, hiçbir delil toplanmadan keşif yapılarak uyuşmazlık konusu iki taşınmaz arasındaki sınır belirlenmeden yerel bilirkişi ve tanık da dinlenmeden 144 ada 5 sayılı parselin tümü bakımından tapu kaydı iptal edilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. HUMK.nun 74. (HMK.nun m.26) maddesine aykırı davranıldığı açıktır. Hakim istekle bağlı olup ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremez. Ne var ki, mahkemece her türlü usul hükümleri gözardı edilerek hatalı bir şekilde karar verildiği ve temyiz edilmeden hükmün kesinleştiği görülmektedir.
    Ortaya çıkan bu ağır durum nedeniyle; bu sefer 144 ada 5 sayılı parsel maliki ... eldeki bu davayı açmıştır. Davalı ...’in beyanı yukarıda açıklandığı gibidir. Her iki dosyanın kapsamı olayların gelişimi ve açılan davalar nedeniyle yapılan ağır hatalar birlikte göz önünde bulundurulduğunda davalı ...’in 12.10.2011 tarihli yargılama oturumu tutanağına geçen imzalı beyanı her iki taşınmazın sınırında uyuşmazlık konusu olan kısım dışında kalan bölüm bakımından beyanı kabul niteliğindedir. Kabul beyanı, kesin hükümden önce gelir ve buna göre inceleme ve araştırma yapmak zorunluluğu doğar. Davalı ... de ortaya çıkan ağır durumun farkındadır ve uyuşmazlık konusu olan yeri sadece 60-70 m2 olarak ifade etmektedir. Bu nedenle de, davacı ..."un mağduriyetini gidermek için elinden gelen iyi niyeti gösterdiği açıktır. Her iki kararla da hakkın şekle boğdurulduğu anlaşılmaktadır.
    O halde mahkemece yapılacak iş; davalı ...’in 12.10.2011 tarihli yargılama oturumundaki imzalı kabul beyanıyla davacının açıklamaları doğrultusunda teknik ve yerel bilirkişi ile tanıklar aracılığıyla keşif yapılması, ortak sınırda oluşan uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması, tarafların tanık ve delillerini bildirme konusunda kendilerine süre ve imkan verilmesi, HMK.nun 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK.nun 261. maddesi gereğince yüzleştirilerek aykırılığın giderilmesi, iddia ve savunma doğrultusunda ortak sınırın belirlenmesi, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümünün teknik bilirkişiye krokide işaret ettirilmesinin sağlanması, davacının 144 ada 5 sayılı parselle birlikte kullandığı yerin bir kısmı davalıya ait aynı ada 6 sayılı parsel içerisinde kalmış ise, bu kalan kısım belirlenerek 144 ada 5 sayılı parselle birlikte davalı ... adına bulunan tapu kaydının iptaliyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesinin düşünülmesi, şayet davalının 6 nolu parselle birlikte kullandığı bir kısım yer 144 ada 5 sayılı parsel içerisinde kalmış ise, davalı tarafa bu kısım için dava açması konusunda süre ve imkan tanınması, dava açtığı taktirde her iki dosya birleştirilerek buna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözönünde tutulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle hakkın özünü ortadan kaldıracak biçimde ve kabul beyanı göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı ...’un temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi