Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2019/510
Karar No: 2021/362
Karar Tarihi: 30.03.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/510 Esas 2021/362 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2019/510 E.  ,  2021/362 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mah.Sıf.)


    1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen 08.03.2016 tarihli ve 2015/31 E., 2016/18 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 21.03.2018 tarihli ve 2016/4-1514 E., 2018/493 K. sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş; Hukuk Genel Kurulunun 19.02.2019 tarihli ve 2018/4-1003 E., 2019/162 K. sayılı kararıyla karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiş; bu kez davacı bu karara karşı maddi hata isteminde bulunmuştur.
    2. Hukuk Genel Kurulunca maddi hata istemine ilişkin dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    3. Dava, yargısal faaliyet nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    4. Özel Dairece; somut olayda HMK"nın 46. maddesindeki sorumluluk nedenlerinin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı asilin ve davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Hukuk Genel Kurulunca usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır.
    5. Bu karara karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Hukuk Genel Kurulunun 19.02.2019 tarihli ve 2018/4-1003 E., 2019/162 K. sayılı kararı ile; “…Hukuk Genel Kurulunda davacı tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin görüşülmesi sırasında; ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince Hukuk Genel Kurulunun onama kararının davacı vekiline tebliğe çıkarıldığı, “Muhatabın- Şirket yetkilisinin iş takibi sebebi ile ofis dışına çıktığını, ayrıca tevziat saatlerinde dönmeyeceğini beyan eden aşağıda Adı- soyadı- imzası bulunan muhatabın daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” şerhi ile ... imzasına 18.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı asil tarafından verilen karar düzeltme dilekçesinin havale tarihinin 10.10.2018 olduğu, karar düzeltme harcının Özel Dairece düzenlenen muhtıra üzerine 19.10.2018 tarihinde yatırıldığı anlaşılmakla, davacı vekiline onama kararının tebliği için yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı, davacı asilin karar düzeltme dilekçesinde “avukatına yapılan tebligat parçasının üzerinde içinde onama kararı olduğuna dair şerh bulunmadığına ve avukatının onama kararından haberdar olmadığına, onama kararının varlığını 09.10.2018 tarihinde öğrendiğine” dair beyanı dikkate alındığında karar düzeltme isteminin süresinde kabul edilip edilmeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    Özel Daire kararının bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilmiş olması karşısında, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/I. maddesi uyarınca Yargıtay kararlarına karşı onbeş gün içinde karar düzeltme yoluna gidilebilir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” başlıklı 17. maddesinde;
    ""Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.""
    hükmü yer almaktadır.
    Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Meslek ve sanat erbabına tebligat” başlıklı 26. maddesinde de;
    ""Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir.
    Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
    Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.""
    şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde;
    Hukuk Genel Kurulunun onama kararı Özel Daire tarafından davacı vekilinin mesleğini icra ettiği adrese tebliğe çıkarılmış, “Muhatabın- Şirket yetkilisinin iş takibi sebebi ile ofis dışına çıktığını, ayrıca tevziat saatlerinde dönmeyeceğini beyan eden aşağıda Adı- soyadı- imzası bulunan muhatabın daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” şerhi ile ... imzasına 18.05.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı asil tarafından verilen 10.10.2018 havale tarihli karar düzeltme dilekçesi içeriğinde “avukatına yapılan tebligat parçasının üzerinde içinde onama kararı olduğuna dair şerh bulunmadığı ve avukatının onama kararından haberdar olmadığı, onama kararının varlığını 09.10.2018 tarihinde öğrendiği” belirtilmiş olup, bu iddia doğrultusunda dosya içerisinde bulunan ve davacı vekiline onama kararının tebliğine ilişkin postadan dönen tebligat parçasının incelenmesinde, sağ alt kenar kısmının yırtılmış olduğu ve bu kısımda yer alması gereken tebligat içeriğinin ne olduğuna ilişkin kısmın bulunmadığı görülmüştür. Ancak UYAP sistemi üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekiline onama kararının tebliği için UYAP ortamında düzenlenen kapalı tebligat zarfı üzerinde “Yargıtay İlamı” yazdığı ve bu zarf üzerindeki barkod numarası ile davacı vekiline onama kararının tebliğine ilişkin postadan dönen tebligat parçası üzerindeki barkod numarasının aynı olduğu, böylelikle anılan tebligat zarfı içerisindeki Yargıtay ilamının Hukuk Genel Kurulunun 21.03.2018 tarihli onama kararı olduğu, davalı vekili adına çıkartılan tebligatta da aynı bilgilerin yer aldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacı vekilinin kendisine yapılan tebligat ekinde, zarfın içinde onama kararı bulunmadığına veya yanlış bir karar tebliğ edildiğine ilişkin bir itirazı söz konusu olmadığı gibi, dosya kapsamında veya UYAP sisteminde karışıklığa yol açacak başkaca Yargıtay ilamı mevcut değildir.
    Davacı vekiline 18.05.2018 tarihinde tebliğ edilen ve belirtilen nedenlerle usulüne uygun olarak yapılmış olduğu anlaşılan tebligat geçerli olduğundan, karar düzeltme süresinin bu tarihte başlayacağında kuşku bulunmamaktadır. Tebligat tarihi olan 18.05.2018 tarihinden, davacı tarafından karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarih olan 10.10.2018 tarihine kadar da on beş günlük karar düzeltme süresi geçmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu kararı davacı vekiline 18.05.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davacı asil tarafından karar düzeltme dilekçesi 10.10.2018 tarihinde verilmiş, karar düzeltme harcı da Özel Dairece düzenlenen muhtıra üzerine 19.10.2018 tarihinde yatırılmıştır. Bu durumda yasal onbeş günlük süreden sonra ibraz edilen karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davacı tarafından yasal süre geçtikten sonra verilen karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    6. Davacı tarafından Hukuk Genel Kurulunca karar düzeltme istemi üzerine verilen karara karşı maddi hata isteminde bulunulmuştur.
    7. Öncelikle "maddi hata" kavramı üzerinde kısaca bahsetmekte yarar vardır.
    8. Maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, s. 208).
    9. Burada belirtilen maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdani yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    10. Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında da, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılama sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrarla maddi gerçeğin göz ardı edilmesi, yargıya duyulan güven ve saygınlığı, adalete olan inancı sarsacaktır.
    11. Somut olaya gelince; Hukuk Genel Kurulunun onama kararının Özel Daire tarafından davacı vekilinin mesleğini icra ettiği adrese tebliğe çıkarıldığı, “Muhatabın- Şirket yetkilisinin iş takibi sebebi ile ofis dışına çıktığını, ayrıca tevziat saatlerinde dönmeyeceğini beyan eden aşağıda Adı- soyadı- imzası bulunan muhatabın daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” şerhi ile ... imzasına 18.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı asil tarafından verilen 10.10.2018 havale tarihli karar düzeltme dilekçesinde “avukatına yapılan tebligat parçasının üzerinde içinde onama kararı olduğuna dair şerh bulunmadığı ve avukatının onama kararından haberdar olmadığı, onama kararının varlığını 09.10.2018 tarihinde öğrendiği”nin belirtildiği, Hukuk Genel Kurulunca tebligat parçasının incelenmesinde, sağ alt kenar kısmının yırtılmış olduğunun ve bu kısımda yer alması gereken tebligat içeriğinin ne olduğuna ilişkin kısmın bulunmadığının görüldüğü, ancak UYAP sistemi üzerinde yapılan inceleme sonucunda, UYAP ortamında düzenlenen kapalı tebligat zarfı üzerinde “Yargıtay İlamı” yazdığı ve bu zarf üzerindeki barkod numarası ile davacı vekiline onama kararının tebliğine ilişkin postadan dönen tebligat parçası üzerindeki barkod numarasının aynı olduğu, böylelikle anılan tebligat zarfı içerisindeki Yargıtay ilamının Hukuk Genel Kurulunun 21.03.2018 tarihli onama kararı olduğu, davalı vekili adına çıkartılan tebligatta da aynı bilgilerin yer aldığının belirlendiği, bu nedenle tebligat tarihi olan 18.05.2018 tarihinden, davacı tarafından karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarih olan 10.10.2018 tarihine kadar da on beş günlük karar düzeltme süresinin geçtiği gerekçesiyle davacının karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    12. Davacı asil maddi hata dilekçesinde ise; dilekçe ekinde sunulan ve İstanbul Barosundan temin edilen belgede, kendisine tebligat yapılan ...’ın “... Levent Beşiktaş/İstanbul” adresinde kayıtlı avukat ...’nın çalışanı olmadığını, aynı binada ve fakat ayrı müstakil ofisinde “... Levent Beşiktaş/İstanbul” adresinde avukatlık mesleğini icra ettiğini, tebligat şerhinin hem “muhatap ve çalışan kişi” yönünden hem de “adres” yönünden sakat, geçersiz ve maddi hataya müstenit olduğunu, bir avukata yapılacak tebligatın başka bir adreste bulunan avukata yapılmasının geçerli olmayacağını ileri sürerek maddi hata talebinin kabulü ile Hukuk Genel Kurulunun onama kararını 09.10.2018 tarihinde öğrendiği dikkate alınarak karar düzeltme dilekçesinin esastan incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    13. Davacı karar düzeltme dilekçesinde, avukatına yapılan tebligat parçasının üzerinde içinde onama kararı olduğuna dair şerh bulunmadığı ve avukatının onama kararından haberdar olmadığı, onama kararının varlığını 09.10.2018 tarihinde öğrendiği gerekçesiyle karar düzeltme isteminde bulunmuş, Hukuk Genel Kurulunca karar düzeltme incelemesi sonucu verilen kararda, davacının dilekçesinde belirttiği hususlar, hukuksal değerlendirme ve yapılan denetim sonucu incelenip tartışılmış ve davacının karar düzeltme isteminin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından karar düzeltme dilekçesinde belirtilmeyen hususlarda maddi hata talebinde bulunulmakta ise de; davacının karar düzeltme dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar Hukuk Genel Kurulunca değerlendirildiğinden ve sonucunda davacının karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildiğinden Hukuk Genel Kurulu kararında maddi hata söz konusu değildir.
    14. Bu nedenle davacının maddi hata dilekçesinin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacının maddi hata dilekçesinin REDDİNE, 30.03.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi