17. Hukuk Dairesi 2016/118 E. , 2016/5628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının kasko poliçesi ile sigortaladığı aracın, davalının yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolun sağ kısmının gevşek malzeme ile yığma topraktan yapılmış olması ve bu hususta işaretleme de yapılmamış olması nedeniyle kaza yaptığını, sigortalı aracın ağır hasar görüp pert olduğunu, sovtaj bedeli olan 14.099,00 TL düşülerek sigortalılarına 32.901,00 TL hasar bedelini 08.07.2011"de ödediklerini, bu bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine İdare Mahkemesi"nin 2012/469 Esas sayılı dosyasında açtıkları davanın görev yönünden reddedildiğini, sigortalılarına ödedikleri 32.901,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kazanın meydana geldiği yolunsedde yolu olarak hizmet veren yol olduğunu, bu yolun idarelerinin sorumluluğunda olmadığını, 07.07.2011 tarihinde idarelerinin yol ağına katıldığını, yoldan sorumlu olmadıklarından davacının kendilerine rücu hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 32.901,00 TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 08.07.2011"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı idare aleyhine yığma toprak ve gevşek zemin şeklinde yapılan yolda gerekli işaretlemenin yapılmaması sonucu yolun çökmesi nedeniyle, bakım ve yapım hususunda trafik düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğuna (hizmet kusuruna) dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davaya o hukuk sistemine dâhil yargı mercilerinden hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK.nın 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi"nin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilir ” düzenlemesi yer almaktadır.
Dava dilekçesindeki ifadeye göre, aynı konuda, İdare Mahkemesi"ne açılan 2012/469 Esas sayılı davada adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça bu husus dava dilekçesinde bildirilmiş olmakla birlikte, idari yargıdaki dava ve sonucu ile ilgili mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile işin esası hakkında karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece yapılması gereken iş, öncelikli olarak dava konusu olay hakkında Balıkesir İdare Mahkemesi"nin 2012/469 Esas sayılı dosyasında görülüp sonuçlandırılan bir dava bulunup bulunmadığı ve varsa bu dava sonunda verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; eğer idari yargıda verilip kesinleşmiş görevsizlik kararı mevcut ise eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolunun görevli olduğu gözetilerek, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi"ne göndermek, bu mahkemece verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermek; şayet idari yargıda verilen karar kesinleşmemiş ise, bu kez de idari yargı yolunun davada görevli olduğu gözetilerek, doğrudan davada idari yargı yolunun görevli olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar vermekten ibaret iken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar vermiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.