17. Hukuk Dairesi 2016/1773 E. , 2016/5634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın, davacının kasko poliçesi ile sigortaladığı araca tam kusurlu olarak çarpmasıyla oluşan kazada aracın hasar gördüğünü, sigortalılarına ödedikleri hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan . İcra Müdürlüğü"nün 2010/38101 Esas sayılı dosyasındaki takibe davalının itiraz ettiğini, davalnın itirazının iptali ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, KTK"nun 109. maddesinde öngörülen iki yıllık sürede hukuki yollara başvurmayan davacı alacağının zamanaşımına uğradığını, talep olunan bedelin fahiş olduğunu, davalıya atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davalının icra takibine itirazının haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko poliçesi gereği sigortalısına hasar bedeli ödeyen davacının, ödediği bedelin zarara sebep olan karşı araç sürücüsünden rücuen tahsili amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davaya konu trafik kazasında tarafların kusur oranları ile davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi bakımından, hukukçu bilirkişinin 08.04.2015 tarihli raporu hükme esas alınmıştır.Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; bilirkişinin tarafların kazadaki kusur oranları konusunda değerlendirme yaptığı, davacı sigortacının aldığı ekspertiz raporunda belirlenen hasar onarım bedellerinin piyasa rayicine uygun olduğu ve davacının sigortalısına ödediği 3.550,00 TL. için davalıya rücu hakkının doğduğu yönünde değerlendirmelerde bulunduğu görülmektedir.
Trafik kazası nedeniyle kaskolu araçta oluşan hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin davada, davacının uğradığı gerçek zarar miktarı oranında ve tarafların kusur durumlarına göre tazmine hükmolunabileceğinden, mahkemece gerçek zararın ve tarafların kusur durumlarının tespiti gerekmekte olup bu tespitin yapılması da özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. 6100 Sayılı HMK"nun 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" düzenlemesine yer vermiştir.
Mahkemece, dava konusu trafik kazasında hasarlanan kaskolu araçtaki gerçek zarar miktarının tespiti ile yine kazadaki taraf kusur oranlarının belirlenmesi bakımından, .....gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre; tarafların kazadaki kusur oranları ve hasar bedelinin tespiti konusunda rapor alınması gerekirken, konusunda uzman olmayan hukukçu bilirkişiden alınan rapora dayanılarak, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davalı aleyhinde icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.