Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1544
Karar No: 2016/5662
Karar Tarihi: 09.05.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1544 Esas 2016/5662 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/1544 E.  ,  2016/5662 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, dava değerini 12.678 TL göstererek, müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı araçta tek taraflı trafik kazası sonucu meydana gelen hasarın müvekkili tarafından ödendiğini beyanla alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, sürücü değişikliği yapıldığını, aracın rent a car olarak kullanıldığını, ispat yükünün davacıda olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, kaza sonucu hasar gören plakalı otomobilin hasar miktarını kaza tarihinden itibaren piyasa rayiç yedek parça ve işçilik fiyatlarıyla KDV dahil 12.126,52-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra Müdürlüğünün 2014/4306 esas sayılı dosyasında 12.126,52-TL ye takip tarihi olan 24/04/2014 tarihinden itibaren avans faizi (yıllık % 11,75’i geçmemek üzere ve değişken oranlar dikkate alınmak suretiyle) uygulanmasına, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak olan 12.126,52-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası nedeni ile kasko tazminatı istemine ilişkindir.
    10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış

    olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
    Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 23/10/2015 tarihli kısa kararda "davanın kısmen kabulü ile, kaza sonucu hasar gören plakalı otomobilin hasar miktarını kaza tarihinden itibaren piyasa rayiç yedek parça ve işçilik fiyatlarıyla KDV dahil 12.126,52-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, . icra müdürlüğünün 2014/4306 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına," denildiği halde, gerekçeli kararda “ davanın kısmen kabulü ile, kaza sonucu hasar gören 01 BPR 07

    plakalı otomobilin hasar miktarını kaza tarihinden itibaren piyasa rayiç yedek parça ve işçilik fiyatlarıyla KDV dahil 12.126,52-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, . İcra Müdürlüğünün 2014/4306 esas sayılı dosyasında 12.126,52-TL ye takip tarihi olan 24/04/2014 tarihinden itibaren avans faizi (yıllık % 11,75’i geçmemek üzere ve değişken oranlar dikkate alınmak suretiyle) uygulanmasına, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak olan 12.126,52-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ” şekilde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3.maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte ise bozma neden ve şekline göre bu aşamada davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi