Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3184
Karar No: 2012/9248
Karar Tarihi: 15.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/3184 Esas 2012/9248 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/3184 E.  ,  2012/9248 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Hafik (Kapatılan) Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 03.05.2011 gün ve 101/138 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, dava dilekçesinde murisi ve annesi olan Aylıoğlu Köyü halkından olan..."dan kendisine intikal eden taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında zuhulen üvey kardeşleri ve anneleri ayrı olan davalılar adına 104 ada 60, 62, 106 ada 8 ve 11, 107 ada 2, 110 ada 16, 112 ada 7 ve 14, 114 ada 1, 118 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar olarak tespit edildiğini, davalıların taşınmazda hakları bulunmadığını açıklayarak taşınmazların tapu kayıtları iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, ... cevap dilekçesi ile taşınmazı 1944 yılında düzenlenen noter senediyle babasının satın aldığını taşınmazda tüm kardeşlerinin haklarının olduğunu davacının üvey kardeşi olduğunu açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... 16.02.2010 havale tarihli cevap dilekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
    Davalı, ... yargılama oturumunda babası ...’nin Çimilli Köyünden Aynaoğlu Köyüne içgüveysi olarak geldiğini ve davacı ..."in annesiyle evlendiğini, davacının annesi olan...’nın kocası olan Muharrem’e taşınmazlarını devrettiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, bu davalı davaya cevap vermediği gibi yargılama oturumuna da katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazın tapu kaydı ve iptali ile 252/320 payının davacı adına 17/320"şar hissesinin davalılar adına veraseten iştirak şeklinde tapuya kayıt tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık konusu taşınmazlardan 104 ada 60 ve 8 parsel sayılı, 107 ada 2, 110 ada 16 parsel, 112 ada 14 parsel, 118 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden 104 ada 62 parsel 1981 tarih 4 sıra nolu 106 ada 11 parsel sayılı taşınmaz 1981 tarih ve 3 nolu, 112 ada 7 parsel sayılı taşınmaz 1981 tarih ve 5 nolu 112 ada 14 nolu taşınmaz 1981 tarih 1 nolu 114 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise 1981 tarih ve 2 nolu vergi kaydına istinaden 24.10.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hüseyin oğlu ...’den intikalen davacı ve davalılar adına veraseten iştirakli olarak tespit edilmiş ve tespitin kesinleşmesi sonucunda da taraflar adına tapuya tescil edilmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalıların dayanağı olan ve ...Noterliğince resen düzenlenen vekaletname üzerinde durulmadığı gibi yapılan araştırma inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Tarafların ortak murisi olan ... ile davacının annesi ve murisi olan... ...’nin veraset ilamı dosya arasında bulunmadığı gibi hüküm fıkrasında tarafların payları belirtilmek suretiyle hüküm kurulduğu halde veraseten iştirakli olduğu belirtilerek çelişkili hüküm kurulmuş, tarafların paylarının da neye göre belirlendiği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Davalılarca bildirilen tanıklar usulüne uygun olarak dinlenmeden karar verilmiş ve davalıların hukuki dinlenilme hakları da bu surette ihlal edilmiştir.
    Keşif ve duruşma sırasında dinlenen yerel bilirkişiler davacının annesi olan...’nın mallarını tarafların ortak murisi ve babaları olan Muharrem"e sattığını açıklamış olup bu beyanları ...Noterliğince düzenlenen 18.05.1944 tarihli vekaletname kapsamını doğrulamaktadır. Söz konusu vekaletnameye göre, davacının annesi olan..., babası Hasan Hüseyin"den kendisine irsen intikal eden bilimum emlak ve arazideki şayi hissesini bin lira bedel ile ..."ye sattığını açıklayarak tapuda ferağ vermesi için Mahmut Akduman’a vekaletname vermiştir. Mahkemece, bu yöndeki yerel bilirkişi beyanları ile noter sözleşmesi üzerinde durulmadan hüküm kurulmuş olması dosya kapsamı ile örtüşmediğinden doğru olmamıştır.
    Öte yandan, tarafların ortak murisi ... ile davacının annesi olan murisi... ...’nin veraset ilamı dosya arasında bulunmadığı halde mahkemece, taraflara bu hususta süre ve imkan tanınmadan hüküm kurulmuş olup, dosya kapsamına göre hüküm fıkrasında belirlenen taraflara ait payların neye göre tespit edildiği anlaşılamamaktadır. Mahkemece, taraflara ... ve... ...’ye ait veraset belgesinin alınması için süre ve imkan tanınması veraset belgeleri sunulduğunda tarafların miras paylarının belirlenmesi için veraset ilamları esas alınmak suretiyle teknik bilirkişiden tarafların ve Yargıtay denetimine açık gerekçeli rapor alınması bundan sonra tarafların payları belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Hüküm fıkrasında tarafların payları belirtildiği halde “veraseten iştirak şeklinde tapuya kayıt ve tesciline” şeklinde hüküm kurulmuştur. HMK.nun 297/2 (HUMK.nun 388/2) maddesine göre, "hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir." Yukarıda belirtildiği gibi hüküm fıkrasında tarafların payları belirtildikten sonra veraseten iştirak şeklinde tapuya kayıt ve tesciline denilmek suretiyle hüküm kurulması yukarıda belirtilen yasa maddesi hükmüne aykırı olmuştur.Bundan ayrı, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazlara revizyon gören 1981 tarih 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu vergi kayıtları dosya arasına celp edilmemiştir. Davalı ... 17.07.2009 tarihli cevap ve delil listesiyle davacı ... ise 16.02.2010 tarihli tanık listesi ile tanıklarını bildirmiş, 16.02.2010 tarihli ara kararının 5 nolu bendi ile “davacı ve davalının tanıklarının keşifte dinlenmeleri için adlarına davetiye çıkarılmasına, giderlerinin taraflarca karşılanmasına” karar verildiği halde, keşif yapılamaması üzerine kurulan 27.04.2010 tarihli ara kararında yeniden keşif yapılmasına karar verildiği halde tanıkların keşif mahallinde dinlenmeleri hususunda bir karar verilmemiştir. HMK.nun 27 (HUMK.nun 73.) maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının ispat hakkını da kapsadığı öngörülmüştür. Hukuki dinlenilme hakkı Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama sujelerinin yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir. Somut olayda, taraflar tanık listelerini sundukları halde 27.04.2010 tarihli keşif ara kararında tarafların tanıklarının dinlenmesi hususunda bir karar verilmemiş olması ve taraf tanıkları dinlenmeden hüküm kurulmuş olması yukarıda açıklanan ilke ve yasa maddesine aykırı olmuştur.
    Mahkemece, davaya konu taşınmazlara revizyon gören vergi kayıtları bulundukları yerden celp edilerek dosya arasına konduktan sonra, mahallinde yeniden keşif yapılmalı, taraflarca bildirilen tanıklar HMK.nun 243, 244 ve 259 maddeleri (HUMK.nun 258 ve 259.) gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, vergi kayıtları yerel bilirkişi ve teknik bilirkişi aracılığıyla dava konusu taşınmazlara uygulanmalı, davaya konu taşınmazların davacının annesi ...tarafından tarafların ortak murisi ve babaları olan ..."ye satılıp satılmadığı tanıklardan sorularak bu hususun açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 89,10 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi