8. Hukuk Dairesi 2012/3191 E. , 2012/9251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kilis Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.01.2012 gün ve 380/54 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 1162 ada 88 sayılı parselin 2613 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, davalı ...’nin tapuda kim olduğu anlaşılamayan kişi olduğunu açıklayarak tapu kaydında ... adına bulunan tapu kaydının iptali ile vekiledeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Dosya üzerinde yapılan incelemede, davalı ...’ye doğrudan ya da ilanen dava dilekçesinin tebliğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır.
07.12.2010 tarihli yargılama oturumu ara kararı uyarınca mahkemece kendiliğinden davaya dahil edilen dahili davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve yerin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 1162 ada 88 sayılı parselin imar uygulaması sonucu oluşan 2332 ada 4 ve 2329 ada 1 sayılı parsellerde bulunan ... adına bulunan paylar bakımından 2332 ada 5 sayılı parselin tapu kaydının tamamı açısından iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/2. fıkrasında; "… maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan…” ve bu nedenle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle TMK.nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davada taraf teşkilinin sağlanmadığı belirlenmiştir. Tapu iptali ve tescil davalarında dava, kural olarak; kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise alınacak veraset belgesine göre mirasçılarına yöneltilerek açılır. Somut olayda kayıt maliki ... olup davada davalı olarak gösterildiği halde mevcut bilinebilecek adreslerine doğrudan dava dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanamadığı gibi Türkiye genelinde yayınlanan bir gazeteye verilecek ilan ile de taraf teşkilinin sağlanamadığı anlaşılmıştır. Taraf teşkili dava şartı olup yargılamanın başlangıcında kendiliğinden aranır. Her ne kadar Hazine, ara kararı ile mahkemece kendiliğinden dahili davalı olarak davaya dahil edilmiş ise de, TMK.nun 501. maddesi uyarınca Hazine ancak son mirasçı sıfatı ile TMK.nun 713/2. fıkrasında açıklanan hukuki sebepler bakımından davada taraf durumunu alır. Şu aşamada ...’nin alınmış bir veraset belgesi bulunmadığından Hazinenin davada taraf durumu almasında ilke olarak hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle Hazinenin temyiz itirazlarının göz önünde tutulması gerekmektedir.
O halde mahkemece yapılacak iş; dosya arasında bulunan vergi kaydı ile 2613 sayılı Kanuna göre düzenlenen kadastro beyannamesinin okunaklı bir örneği eklenmek suretiyle Gaziantep İli, Kilis İlçesi, Bölük Mahallesinin henüz bilgisayara geçmeden önce nüfus müdürlüğünde mevcut nüfus aile kütükleri üzerinde yapılacak inceleme sonucu böyle bir kişinin olup olmadığının Nüfus Müdürlüğünden sorulması, ...’nin hasımlı veraset belgesinin alınması için (Hazine hasım olacak) davacı tarafa süre ve imkan tanınması, mirasçılarının olduğunun belirlenmesi durumunda davanın ...’nin mirasçılarına yöneltilmesi, herhangi br mirasçısının bulunmaması halinde ise yapılacak araştırma inceleme sonucu açık adresinin saptanamaması durumunda ise, gazete ile dava dilekçesinin tebliğ yoluna gidilmesi böylece taraf teşkilinin sağlanması ve ayrıca bu durumda TMK.nun 501. maddesinin gözetilmesi, ondan sonra toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili kurulmadan karar verilmesi, usul ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulur.
Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre esasa ilişkin hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.