Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4199
Karar No: 2019/1437
Karar Tarihi: ...02.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/4199 Esas 2019/1437 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı vekili, müvekkilinin \"AAZ\" markasıyla faaliyet gösterdiğini ve davalı şirketin aynı markayı hem unvan olarak hem de marka olarak tescil ettirdiğini ileri sürerek, asıl davada davalının ticaret unvanından \"AAZ\" ibaresinin terkinini istemiştir. İlk derece mahkemesi, davacının \"AAZ\" ibaresini tescilsiz bir işaret olarak haksız rekabet hükümleri kapsamında korunacağına karar vermiş ancak davalının unvanının terki talebini reddetmiştir. Birleşen dava ise davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğünü konu almıştır. Ancak, hükümsüzlük davası için tescilden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi gerektiği ve bu sürenin henüz dolmamış olması nedeniyle birleşen dava mahkemece reddedilmiştir. Yargıtay ise, asıl davada verilen kararda bir isabetsizlik olmadığına karar verirken, birleşen dava bakımından kararı bozmuştur. Kanun maddeleri olarak, davaların miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gerekenleri belirleyen 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi ve hükümsüzlük davaları için tescilden itibaren 5 yıllık hak düş
11. Hukuk Dairesi         2017/4199 E.  ,  2019/1437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22/02/2017 tarih ve 2015/42 E. - 2017/63 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen .../05/2017 tarih ve 2017/477-2017/501 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin uzun yıllardan beri "AAZ" markası ile başta güvenlik olmak üzere birçok alanda faaliyet gösterdiğini, bu markanın ticaret unvanındaki isimlerin baş harflerinden oluşturulduğunu, davalı şirket sahibi ile müvekkilinin önceki tarihlerde iş ilişkilerinin bulunduğunu, daha sonra davalı şirketin, müvekkilinin markasının aynısını hem unvan olarak hem de marka olarak tescil ettirdiğini, aynı şehirde ve aynı iş sahasında müvekkili şirketin aynısıymış gibi faaliyet gösteren davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, ayrıca davalının ticaret unvanı ve markasının, müvekkilinin markası ile aynı olmasının karışıklığa yol açtığını, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, asıl davada "AAZ" ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinine, hükmün ilanına, birleşen davada ise davalı markasının hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili şirketin kurulduğu 2010 yılından beri "AAZ güvenlik" ibareli markayı kullandığını, marka üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait bulunduğunu, taraf şirketlerin iştigal sahalarının farklı olduğunu, davacının tescilli markası ile müvekkili adına tescilli marka arasında benzerlik olmadığını, tarafların ticaret unvanlarının da birbirine benzemediğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, taraf şirketlerin iştigal konularının kısmen örtüştüğü, davacı unvanının asıl unsuru olan "...." ibaresi ile davalı unvanında yer alan "AAZ" ibaresinin benzer olmadığı, bununla birlikte davacının 1995 yılından beri "AAZ" ibaresini kullandığı ve bu ibarenin tescilsiz bir işaret olarak haksız rekabet hükümleri kapsamında korunacağı, "AAZ" ibaresi üzerinde öncelik hakkına sahip olan davacının, davalının ticaret unvanındaki "AAZ" ibaresinin terkinini isteyebileceği, yine taraf markaları arasında da benzerlik bulunduğu ve markaların 42. sınıfın 1. alt sınıfındaki mallar yönünden örtüştükleri, bu sınıf yönünden hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, bununla birlikte davalı şirketin unvanının ....01.2010 tarihinde tescil edildiği, davanın ise yaklaşık beş yıl sonra açıldığı, bu sürede davacının, ... gibi nispeten küçük bir şehirde güvenlik/alarm ile alakalı dar bir müşteri kitlesine hitap edildiği halde davalının kullanımına ses çıkarmamış olması karşısında sessiz kalma yoluyla hak kaybının gerçekleştiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince asıl davanın esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi’nin asıl davaya ilişkin kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    ...- Ancak, birleşen 2015/43 Esas sayılı davanın konusu davalı adına tescilli 2012/88317 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ilişkindir. Her ne kadar, davalının uyuşmazlık konusu markayı kullanıma başladığı tarihten birleşen işbu davanın açıldığı 02/02/2015 tarihine kadar geçen süre itibariyle davacının toplam 5 yılı aşkın bir müddet bu kullanıma sessiz kaldığından bahisle hükümsüzlük davası da reddedilmiş ise de; hükümsüzlük davası 556 sayılı KHK’nın 8. ve 42. maddelerine dayalı olarak açılmıştır. 556 sayılı KHK’nın 8. ve 42. maddelerine dayalı davanın Dairemiz yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere markanın tescilinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gereklidir. Dava konusu markanın tescil tarihi 03/06/2014 olup, dava tarihi olan 02/02/2015 tarihi itibariyle henüz 5 yıllık hak düşürücü süre geçmediğinden uyuşmazlığın esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, ancak marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı olarak açılacak bir davada gözönüne alınması gereken ve işbu davada uygulanması mümkün bulunmayan davalı tarafın tescilden önceki kullanım süresinin de Medeni Kanun’un .... maddesi kapsamında değerlendirilmesi suretiyle birleşen davanın da reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden (11 H.D 08/07/2013 T. 2012/15223 E, 2013/14484 K sayılı kararı) kararın birleşen dava bakımından bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının birleşen davaya ilişkin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye ...,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davaya yönelik davacıdan alınmasına, .../02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi