8. Hukuk Dairesi 2012/1100 E. , 2012/9360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mera sınırlandırmasının iptali ve tescil
... ile Hazine ve Kuşdağı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gürpınar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.10.2011 gün ve 97/131 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak, kadastro sırasında mera olarak sınırlandırılan 110 ada 119 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalan 30 dönüm yüzölçümündeki yerin mera sınırlandırmasının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın davalı köy yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, "110 ada 119 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile harita mühendisi bilirkişinin tanzim etmiş olduğu 21.07.2011 tarihli raporunda, krokide A harfi ile gösterdiği 35.061,07m2"lik kısma son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline, 110 ada 119 parselin yüzölçümünün 37.318.977,42 m2 olarak tespitine ve haritasının krokideki şekilde düzeltilmesine" karar verilmesi üzerine; hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasıdır.
Uyuşmazlık konusu 110 ada 119 parsel, Toprak Tevzi Komisyonunca 519 parsel numarası ile mera olarak sınırlandırıldığı ve halen Kuşdağı Köyü halkı tarafından mera olarak kullanıldığı açıklanarak 22.10.2006 tarihinde mera niteliğiyle sınırlandırılmış, tespite itiraz edilmeksizin 15.05.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece, Hazine adına tapunun oluştuğu 1974 yılından geriye doğru 20 yıllık kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik şartlarının davacı yararına oluştuğu açıklanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. Kadastro sırasında revizyon gören 519 parsele ilişkin 02.12.1966 tarih ve 12 sıra nolu mera kaydına ait dosya içerisindeki
belirtmelik tutanağı ve 28.10.1966 tarihli mera norm kararlarının incelenmesinden; 36 Nolu Toprak Komisyonunca 519 parsel sayılı taşınmazın, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun 8/b bendinde sayılan mera arazilerinden olduğu açıklanarak mera niteliği ile sınırlandırıldığı görülmüştür. Buna göre taşınmazın toprak tevzi komisyonu çalışmaları öncesinde de kadim mera vasfında olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, teknik bilirkişinin rapor ve krokisine göre, dava konusu yerin 110 ada 119 numaralı mera parselinin orta yerinde kalmaktadır. Başka bir deyişle dava konusu taşınmazın dört tarafı mera ile çevrilidir. Bu konumdaki yerlerin meranın bütünlüğünü bozarak meradan açıldığı, meranın devamı ve parçası olduğu, öncesinin mera niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Meralar 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesine göre Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, özel mülkiyete geçirilemez. Amacı dışında kullanılamaz. Zamanaşımı ile iktisap edilemezler. Kaldı ki, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları da davacı ve ailesinin yirmi yıldır Mersin"de oturduklarını, o tarihten beri taşınmazın ekilip biçilmediğini beyan etmektedir. 20 yıllık ekip biçmeme süresi oldukça uzun bir süre olup, açıkça iradi terkin gerçekleştiğinin ve davacıda taşınmazı terk etme iradesinin oluştuğunun kabulü gerekir. Davanın açıklanan nedenlerle reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.