18. Ceza Dairesi 2015/30257 E. , 2016/9985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık, O Yer Cumhuriyet Savcısı, Üst Yer Cumhuriyet Savcısı
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1) Sanık hakkında katılan Eyup Sağır"a yönelik hakaret suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de, infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bu hususun bozmayı gerektirmediği,
Anlaşıldığından sanık ... Kayarharman ve O Yer Cumhuriyet Savcısının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan ve katılan ... Kozan"a yönelik hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Katılan ... Kozan"ın yargılamanın aşamalarında ve değişmeyen beyanlarında, olay günü sanığın binanın önüne geldiğini ve kendisinden kapıyı açmasını istediği, kendisinin bunu kabul etmemesi üzerine sanığın, “o zaman telefonunu aç, a..koyarım” şeklinde hakarette bulunduğunu belirtmesi, olayın kolluk görevlilerine bildirilmesi üzerine gelen jandarma görevlilerinin sanığı alarak karakola götürdüğü, sanığın karakolda bulunduğu sırada katılan ..."a hakaret etmeye devam ettiği, bu durumun tanıklar Ramazan G. ve ..."in beyanları ile doğrulandığının ve gerek karakol içinin gerekse ilk hakaret eyleminin gerçekleştiği kabul edilen bina önünün aleni yer olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında neden TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanmadığının kararda açıklanmaması,
b) Katılan ... Kozan"ın yargılamanın aşamalarında ve değişmeyen beyanlarında, sanığın telefonda kendisine karşı “senin a...dan, g..tünden sinkaf edeceğim, senin sülaneni sinkaf edeceğim”, “senin evine gireceğim, seni sinkaf edeceğim”, “senin a...koymaya geleceğim”, “seni sinkaf edeceğim” şeklinde kullandığını ileri sürdüğü sözlerin TCK 106/1-1"de düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece hangi eylemlerin sair tehdit kabul edildiği CMK"nın 230/1-b maddesine göre delillerle ilişkilendirerek açıklanmadan, sanık hakkında TCK"nın 106/1-2. cümle kapsamında sair tehdit suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun dışında, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunulması durumunda görevli memurların, bireysel özgürlüğü ve beden bütünlüğünü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Kamu görevlisinin kendisine verilen görevi yerine getirmesini engellenmesine karşı yasal düzenlemeyle görevli memura yönelik koruma sağlamaktadır. TCK cebir terimi maddi ve manevi zorlamayı içermektedir. Maddi cebir yaralama suçu oluşturacak şekilde bir şiddet içerdiği, şiddetin de bireye yönelik fiziksel güç kullanılması olarak tanımlandığı kabul edilmektedir. TCK 265/1. maddesinde tanımlanan cebir öğesi, görevini yerine getirmeye çalışan kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında olmalıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder. Bu açıklamalar çerçevesinde, olay tarihinde tehdit ve hakaret suçunun işlendiği yönünde ihbarı değerlendiren kolluk görevlilerinin olay yerine gittiği ve olay yerinde bulunan sanığı karakola götürmek istediği, sanığın karakola gelmek istemediği, sonrasında jandarma görevlilerinin sanığı ikna ederek karakola getirdiği, karakolda ayrı bir odaya alındığı, odada beklediği sırada, daha önceden başka bir adli olaydan dolayı aralarında husumeti bulunan katılan Eyup Sağır"ın sanığın ifadesini almak istediği, bu sırada sanığın “ben sana ifade vermem, sana güvenmiyorum, sen buradan doğuya gideceksin bir tarafına bomba girsin, bana yaptıkların çoluk çocuğundan çıksın, nereye gidersen git seninle görüşeceğim” şeklinde sözler sarf ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın hangi görevi yaptırmamak için ne şekilde direndiği, delillere dayalı alarak açıklanmadan, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ın, O Yer Cumhuriyet Savcısının ve Üst Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 09/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.