12. Ceza Dairesi 2015/1138 E. , 2015/4499 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 4.190 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının 05.07.2010 tarihli dilekçesi ile bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davacının ...’teki bir sağlık merkezinde pratisyen hekim olarak çalıştğı sırada nitelikli cinsel saldırı suçundan hakkındaki şikayet üzerine 03.04.2009 tarihinde yapılan sorgusu sonunda tutuklandığı ve ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/263 esas sayılı ceza dava dosyasındaki yargılama sırasında 05.05.2009 tarihinde tahliyesine ve 29.12.2009 tarihli karar ile "atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve sanığın suç kastı bulunmadığı" gerekçesiyle beraatine karar verilmiş, beraat hükmünün 29.01.2010 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacı tarafından 05.07.2010 tarihli dilekçesi ile 50.000 TL maddi, 1.000.000 TL manevi tazminat istemi ile dava açılmakla, davanın CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Bozma ilamı üzerine yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dava dosyası ve tazminat davasının dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin dosyası ile davacı ile ilgili yapılan idari soruşturmaya ilişkin belgeler ve davacı hakkında basit cinsel istismar suçundan... Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/241 Esas – 2011/347 Karar sayılı ceza dava dosyası sonunda verilen beraat kararı üzerine açılan tazminat dava dosyası ile ilgili Dairemizin 20.11.2013 tarihli ilamı birlikte incelendiğinde; davacının .. ve ... illerinde görev yaptığı sırada yargılandığı basit ve nitelikli cinsel istismar suçları ile ilgili olarak yapılan idari tahkikatlar sonucu düzenlenen soruşturma raporlarında davacının "hekimlik uygulamalarının tıp teamülleriyle örtüşmediği, yapmış olduğu muayenelerin, mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğünden yoksun olduğu; davacının koyduğu teşhis ile tedavilerinin tıbbi açıdan uygun olmadığı yolundaki tespitler ile muhakkik raporlarının içeriği ve uygulanan disiplin cezalarının benzer nitelikte olduğu dikkate alındığında; nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte hükmedilecek manevi tazminatın davacının üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar gözetilmek suretiyle hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, mahkemenin 2010/292 Esas -2011/601 Karar sayılı ve 17.11.2011 tarihli ilk kararına yönelik Dairemizin 2013/19288 Esas - 2013/24664 Karar sayılı ve 06.11.2013 tarihli bozma ilamına, mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sırasında ve 03.04.2014 tarihli celsede uyulmasına karar verilmişse de, 32 gün süreyle tutuklu kalan davacı için hükmedilen manevi tazminatın. tutuklanma tarihinden itibaren faizi ile birlikte ele geçecek miktarı nazara alındığında bu ölçütlere uymayıp yine fazla tayini,
2- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ve ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.03.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.