Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2803
Karar No: 2012/9479
Karar Tarihi: 19.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2803 Esas 2012/9479 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/2803 E.  ,  2012/9479 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil


    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2011 gün ve 108/163 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı, dava konusu 110 ada 82 ve 189 ada 4 parsel sayılı taşınmazların öncesinde davalılar ile ortak mirasbırakanı olan Hava Durgu"ya ait olduğunu, 189 ada 4 sayılı parseli sağlığında ...dan,110 ada 82 parsel sayılı taşınmazı ise mirasbırakanlarının ölümünden sonra davalılardan satın aldığı halde, kadastro sırasında nizalı taşınmazlarda davalılar adına pay tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, nizalı taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı bulunan payların iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ... ve ..., 28.09.2010 tarihli yargılama oturumunda 110 ada 82 sayılı parsel bakımından açılan davayı kabul ettiklerini açıklamışlar, 189 ada 4 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Diğer davalı ..., yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, 110 ada 82 sayılı parsel bakımından davanın kabulüne; 189 ada 4 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise, ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün redde yönelik bölümü davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, satış ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçe ile 189 ada 4 sayılı parsel bakımından davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; 189 ada 4 sayılı parselin, 31.03.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden davacı ve davalılar adına tespitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız olarak kesinleşmesi ile 04.07.2006 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmüştür. Mahkemece, 28.09.2010 tarihli yargılama oturumunda taraflara delillerini bildirmeleri için sonraki celseye kadar süre verilmiş, davacı 10.12.2010 tarihli delil listesi ile 5 tanık ismi bildirmiş ve alım-satım (harici) senetlere dayanmıştır. Ne var ki, davacıya delillerini dosyaya ibraz etmesi için süre verilmemiştir. Davacı ise temyiz dilekçesinin ekinde 07.10.1998 tarihli adi yazılı satış senedini sunmuştur. Öte yandan, nizalı taşınmaz kadastrodan önce tapusuz bulunduğuna göre, (taşınır mal hükmünde olduğundan) satış sözleşmesinin tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Bu kapsamda ise, keşif gününün belirlendiği 14.12.2010 tarihli yargılama oturumunda, davacı tanıklarını keşif mahallinde hazır edeceğini bildirmiş, keşif ara kararında ise tanıkların keşif yerine hangi yolla çağrılıp dinleneceği konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. Keşfin yapılamaması üzerine sonraki yargılama oturumu olan 08.03.2011 tarihli celsede, davacı tanıklarını keşif mahallinde hazır edeceği yönünde bir açıklamada bulunmadığı halde, önceki yargılama oturumunda verilen keşif ara kararına yollama yapılmış, ne var ki tanıkların hangi yolla keşif mahalline çağrılacağı konusunda bir açıklamada bulunulmamıştır. Bu kapsamda, mahkemenin 08.03.2011 tarihli keşif ara kararı usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki, keşif ara kararının verildiği tarih itibari ile yürürlükte bulunan HUMK.nun 258. maddesi uyarınca tanıkların mahkemeye (keşif yerine) davetiye ile çağrılacağı düzenlenmiştir. Hal böyle iken, davacının açıkça tanık delilinden vazgeçmediği de gözönüne alındığında, davacının delilleri toplanıp değerlendirilmeden (özellikle tanıklarının bilgilerine başvurulmadan) hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Bu durumda mahkemece yapılacak iş; belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK.nun 240, 243 ve 259. maddeleri uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. (HUMK 259) maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, davacının dayandığı 07.10.1998 tarihli adi yazılı satış senedinin nizalı taşınmaza uyup uymadığının belirlenmesi, yine nizalı taşınmazın davacıya satılıp satılmadığı konusunda bilgilerine başvurulması, taşınmazın hangi tarihlerden itibaren kim ya da kimlerin tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğunun belirlenmesi, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 261/1. (HUMK 265) maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekir.
    Bu açıklamalar kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 189 ada 4 sayılı parsele yönelik bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi