19. Ceza Dairesi 2015/17536 E. , 2016/1131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1-Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un ... Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler Vergi Kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların anılan Kanun"un 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda faturaların varlığından söz edilmesine rağmen, sahte olarak düzenlediği iddia olunan faturaların aslı veya onaylı örneklerinin dosya içinde bulunmadığının ve şirketi temsil yetkisi bulunmayan sanığın savunmalarında fatura düzenlemediğini beyan etmesi karşısında; faturaların her tavkim yılına ilişkin kanaat oluşturacak sayıda asılları getirtilerek Kanun"da öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, suç ve cezanın şahsiliği ilkesi gereği, şekli sorumlu olan yasal temsilciler değil suçun ayrıntılarını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilcilerin cezalandırılması bakımından, şirket ortağı olan sanığın olay tarihinde şirketteki görevi, gerektiğinde ticaret sicili gazetesi, şirket ana sözleşmesi ve varsa aralarındaki iş bölümüne ait karar getirtilip incelenerek, faturalar üzerindeki yazı ve imzaların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yapılması, sahte faturaları kullanan mükelleflerden kanaat oluşturacak sayıda tanığın dinlenerek faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları konusunda gerektiğinde sanıkla yüzleştirme de yapılarak sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2-2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme eylemleri ayrı suçları oluşturduğu gibi, aynı yılda birden fazla fatura düzenlenmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1 maddesindeki cezanın onsekiz aydan üç yıla kadar hapis iken 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle anılan maddedeki suç için üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, her takvim yılı için son faturanın tanzim tarihinin tespiti ile suç tarihleri belirlenerek yürürlükte bulunan Kanun maddesi uyarınca uygulama yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde tek suçtan mahkumiyet hükmü kurulması,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kanun"a aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.