Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7358
Karar No: 2019/11361
Karar Tarihi: 16.12.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/7358 Esas 2019/11361 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/7358 E.  ,  2019/11361 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Kayyım Mal Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacılar vekili, dava konusu 328 ada 1 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın, 1965 yılından beri vekil edenlerinden ...’in malik sıfatıyla zilyetliğinde ve tasarrufunda olup, ...’in taşınmazın tapu kaydında malik olduğu ½ hisseyi tapudan 08.07.2013 tarihinde satış suretiyle eşi olan diğer müvekkil ...’e satış suretiyle devrettiğini, taşınmazının diğer ½ hissesinin tapuda ... adlı kişi adına kayıtlı olup, bu kişinin kim olduğunun ve mirasçılarının bilinmediğini, vekil edenlerinin 48 yıllık süre boyunca, birlikte nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatıyla taşınmazın tamamına zilyet olup tarla vasfındaki taşınmazı ekip biçerek tasarruf ettiklerini açıklayarak, taşınmazda kim olduğu ve mirasçıları bilinmeyen ... adlı kişi adına kayıtlı ½ payın tapusunun iptali ile bu payın müvekkiller adına tapuya tescilini talep etmiştir.
    Davalı tarafa, usulüne uygun tebligatlara rağmen davaya cevap verilmediği görülmüştür.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu 328 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın 1/2 hissesinin davacı ..., 1/2 hissesinin davacı ... olmak üzere davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı kayyım Buldan Mal Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK’nin 713/2. maddesinde belirtilen “...maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanun"un açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun"un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Kanun"un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK"nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar ile 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca, tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.
    Davada, davacı taraf TMK"nin 713/2. maddesindeki sebeplerden kayıt malikinin bilinememesi nedenine dayanarak davacılar adına tapu kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davacı tarafça her ne kadar dava konusu taşınmazda, ½ pay maliki görünen ... adlı kişinin kendisinin ve mirasçılarının kim olduğunun bilinilmediği iddia edilip taşınmazın tamamında nizasız ve fasılasız olarak 48 yıllık süre ile malik sıfatıyla zilyetliğin mevcut olduğu ileri sürülerek davacılar adına tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmuş ise de, somut olayda, tapu kaydından dava konusu 328 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tarla vasfında olup taşınmazda paylı mülkiyetin bulunduğu, ½ payın davacılardan ... adına olup satış suretiyle 08.07.2013 tarihinde tescilin yapıldığı, diğer ½ payın ise davalı ... adına kayıtlı olup tesis kadastrosu nedeni ile 18.08.1986 tarihinde tescilin yapıldığı görülmektedir. Dayanak tapu kaydı, kadastro tutanağı ve dosya kapsamına göre ... adlı kişinin kim olduğunun tespitine yarar bilgilerin bulunduğundan hareketle taşınmazın tapu kaydında ½ pay sahibi görünen ... adlı şahsın, kanun anlamında kim olduğu bilinen bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacı taraf, tapuda kayıt maliki görünen ... adlı şahsın mirasçılarının da bilinemediği hususunu da talebine dayanak yapmış olsa da, sözü edilen kişinin mirasçılarının kim olduklarının bilinmemesi, tespit edilememesi veya anılan kayıt maliki kişinin üst soyundan ya da alt soyundan olduğunu ileri süren kişi ya da kişilerin hak iddiasında bulunmak suretiyle davacıların taşınmazdaki malik sıfatıyla zilyetliklerine müdahale etmiş olmamaları, kayıt malikinin kim olduğunun bilinemediği anlamına gelmez. Durum böyleyken davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle davalı kayyım Buldan Mal Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi