8. Hukuk Dairesi 2018/10004 E. , 2019/11364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici. Mah. Sıfatıyla)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın tapu iptali ve tescil davasının reddine, alacak talebinin kabulüne, faydalı masraf talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminatın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı vekili, davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeninin dava konusu 783 ada 533 parsel üzerinde bulunan C blok zemin kat üstündeki 1. kat 5 numaralı bağımsız bölümün tapuda maliki olduğunu, davalının, davacının rızası dışında taşınmazı haksız olarak kullandığını, ayrıca davalının müvekkiline karşı aralarındaki sözleşmeye istinaden Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/487 Esas, 2010/327 Karar sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davası açtığı davanın reddedilip, red kararının Yargıtay 14. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini ve buna rağmen davalının dava konusu taşınmazı işgale devam ederek haksız kullanımını sürdürdüğünü açıklayarak, davalının dava konusu taşınmazdaki haksız müdahalenin önlenmesini ve taşınmazdan tahliyesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap dilekçesinde, taşınmazda haksız işgalci olmadığını, davacının yapı ortaklığı adı altında düzmece bir kooperatif kurduğunu ve kendisinin de davalıyla imzaladığı sözleşme çerçevesinde taşınmazın taksitlerini ödeyerek ve bizzat davacının anahtarın teslimi ile taşınmazda oturduğunu, bu ödemelerle ilgili olan makbuzların davacı ile aralarındaki tapu iptali ve tescil dosyasında bulunup ödemelerinin toplam miktarının 25.300,00 TL olduğunu, açılan davanın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiğini ve bu sıfatla görülmesi gerektiğini, davacının haksız ve hukuka aykırı tutum ve işlemleri nedeniyle manevi yönden uğradığı yıpranma nedeniyle tüketici olarak kendisinden 100.000,00 TL. manevi tazminat talebinin bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davalının bugüne kadar dava konusu taşınmaz nedeniyle müvekkiline ödediği toplam 25.300,00 TL bedelin davalıya konutunda ödemeli olarak gönderildiğini ileri sürerek davalarının kabulüne karar verilmesi hususundaki talebini yinelemiştir.
Davalı ikinci cevap dilekçesinde, önceki savunmalarını yinelemiş, devamında karşı dava kapsamında, taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptali ile kendisi adına tescilini, davacıya ödemiş olduğu toplam 25.300,00 TL bedelin en yüksek ticari mevduat faizi ile birlikte davacıdan tahsilini, taşınmaza iyiniyetli olarak ileride malik olacağına olan inancı nedeniyle yapmış olduğu zorunlu ve faydalı inşaat ve tadilat giderleri nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL masrafın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve davalıya yapmış olduğu ödeme ve taşınmaza yapmış olduğu masraflar ın fer’ileriyle birlikte ödenmesine kadar kendisine taşınmazda hapis hakkı tanınmasını talep etmiştir.
Mahkemece, (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) davacının elatmanın önlenmesi davasının kabulü ile, dava konusu 783 Ada, 533 Parsel C Blok Zemin kat üstü birinci kat N:5 adresinden davalının tahliyesine, ancak davalının ödemeleri ve faydalı ve zaruri masraflarının fer"ileri ile birlikte davacı tarafça davalıya ödeninceye kadar, davalıya hapis hakkı tanınmasına; karşı davada tapu iptali ve tescil isteği yönünden aynı konudaki kesin hüküm nedeniyle reddine, karşı davanın alacağa ilişkin bölümünün kabulü ile 25.300,00 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davada faydalı masraflara ilişkin talebin kısmen kabulü ile 8.460,00 TL"nin karşı dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Asıl dava, müdahalenin men’i mahkemece karşı dava olarak nitelendirilen dava ise, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iyileştirme bedeli alacağı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
HMK’nin 2. maddesinde “(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
HMK’nin 133. maddesinde ise “(1) Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. (2) Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir ” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Durum böyleyken yukarıda belirtilen usul hükümleri gereğince, somut olayda, HMK’nin 133. maddesine göre usulüne göre açılmış bir karşı davanın bulunmadığı, davalının cevaba cevap dilekçesi içinde açtığını ileri sürdüğü davanın karşı dava olarak nitelendirilerek asıl dava ile birlikte görülemeyeceği değerlendirilerek tefrikine karar verilmesi, asıl dava olan men’i müdahale davasının ise HMK’nin 2. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olarak görülüp tarafların delillerine ve dosya kapsamına göre davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, karşı davanın tüketici mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle her iki davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla görülerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK"un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davacı ... "e iadesine 16.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.