8. Hukuk Dairesi 2016/19097 E. , 2019/11403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiş olup hükmün şikayet eden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Şikâyet eden alacaklı vekili, İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2015/32483 Esas sayılı dosyasından yazılan talimat uyarınca yapılan haciz sırasında işçinin üçüncü kişi adına istihkak iddiasında bulunduğunu, istihkak iddiasının kabul edilmeyerek haciz yapılması talep edildiğinden haciz işlemi yapıldığını, istihkak iddiası hakkında karar verilmesi için asıl icra dairesinden talepte bulunduğunu, İcra Müdürlüğü tarafından süre ihtaratı yapılmamasına rağmen 3 günlük süre içinde itirazda bulunulmadığı gerekçesiyle talebin reddedilerek takibin kaldığı yerden devamına karar verildiğini, üçüncü kişiye istihkak iddiasının sorulmadığını, işçinin yaptığı istihkak iddiasının varlığının kabul edilemeyeceğini, buna karşı itiraz süresinin başlamasının da mümkün olmayacağını belirterek şikâyetin kabulü ile Müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin haciz esnasında hazır bulunduğu, istihkak iddiasının kabul veya reddine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı, alacaklı vekilinin hacizden haberdar olduktan sonra 3 günlük süre içinde itirazda bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm, şikayet eden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, İcra Müdürlüğünün istihkak iddiası ile ilgili aldığı kararın iptal edilmesi istemine ilişkin şikâyet başvurusudur.
İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, talep konusu 10.3.2016 tarihli haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ...’ın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir. Üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, üçüncü kişi tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiasının bulunmadığının kabulü gerekmiştir.
Öte yandan, İİK’nin 96/1-2. maddesinde: “Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar…” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre, asıl takibin yapıldığı yer İcra Müdürlüğü, üçüncü kişi ile borçlunun malı birlikte elinde bulundurması halinde anılan yasal prosedürü uygulayarak takip borçlusuna ve alacaklı vekili adına çıkartacağı tebligat ile 60 nolu varakayı göndermeli, istihkak iddiasına karşı beyanda bulunmak üzere 3 gün verip, bu süre içinde itiraz edilmemesi halinde istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağı yönünde uyarıda da bulunmalıdır. Usulüne uygun yapılan tebligata rağmen 3 gün içinde itiraz edilmezse bu kez istihkak iddiasının kabul edilmiş sayıldığı belirtilerek haczin kaldırılması mümkün olacaktır.
Somut olayda, takip dosyası kapsamında alacaklı vekiline 60 nolu varakanın gönderildiğine dair tebligat parçası bulunmadığı, bu durumda İİK’nin 96/1–2. maddesindeki yasal prosedürün uygulanmadığı, istihkak iddiasına karşı beyanda bulunmak üzere 3 günlük süre verilmediği anlaşılmıştır.Bu durumda, şikâyetin kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet eden alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.