MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1219 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Cumhuriyet savcısının sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde:
Bozma öncesi verilen 13.02.2007 tarihli kararın sadece sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi" nin 29.11.2011 gün ve 2011/22077 sayılı kararı ile adı geçen sanıklar yönünden inceleme yapılarak bozulmasına karar verilmesine, sanık ... hakkında hüküm temyiz edilmeyerek kesinleşmesine rağmen, adı geçen sanık hakkında duruşma açılarak yeniden hüküm kurulması hukuki değerden yoksun olduğundan Cumhuriyet savcısının sanık ... hakkındaki hükme yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar ... ve ... ile Cumhuriyet Savcısının adı geçen sanıklara yönelik temyiz incelemesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1-Bozma öncesi verilen hükümde sanıkların 2 yıl 6 ay hapis ve 833 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilip, hükmünde sadece sanıklar tarafından temyiz
edilmesi nedeniyle, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince bozma sonrası verilen cezanın önceki cezadan ağır olamayacağının gözetilmemesi,
2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- 1219 sayılı Kanun"da değişiklik yapan 5728 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile müsadere hükümlerinin madde metninden çıkartılması karşısında; sanığın suçta kullandığı bir kısım suç aletlerinin TCK" nın 54. maddesi gereğince müsaderesi yerine, yürürlükte bulunmayan kanun maddesi ile müsaderesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ile Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, ""hükmün 3-a bendindeki sanıkların neticeten 2 yıl 6 ay hapis ve 1660 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına"" ibaresinin çıkarılarak yerine "sanıklara bozma öncesi verilen cezanın kazanılmış hak oluşturması nedeniyle 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca infazın 2 yıl 6 ay hapis ve 833 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına", hükümden TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına," ve müsadereye ilişkin kısımdan ""1219 sayılı kanunun 41."" ibaresinin çıkartılarak, yerine "5237 sayılı TCK"nın 54." ibaresi yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.