
Esas No: 2021/21742
Karar No: 2022/2950
Karar Tarihi: 23.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21742 Esas 2022/2950 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık, karşılıksız yararlanma suçundan hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Yüksek Adalet Bakanlığı, kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunmuştur. Talep gerekçeleri ise, sanığın etkin pişmanlık hakkından yararlanabilmesi için kurum zararının tamamen ödenmesi gerektiği ve sanığın aynı suçu zincirleme şekilde işlediği için tek hüküm kurulması gerektiği yönündedir. Bu bağlamda, mahkeme kararı 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163/3 maddesi (Karşılıksız yararlanma suçu)
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 maddesi (Ceza miktarının artırılması)
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168/5 maddesi (Etkin pişmanlık hakkı)
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8 maddesi (Kovuşturma şartının gerçekleşmemesi)
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309 maddesi (Kararın bozulması)
"İçtihat Metni"
Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezaları (iki kez) ile cezalandırılmasına dair Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2017/587 esas, 2018/553sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/10/2021 gün ve 6331-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/11/2021 gün ve 2021/132110 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 09/04/2018 tarihli ve 2018/616 esas, 2018/4761 karar sayılı ilamında "Kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi hâlinde TCK'nın 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usûl işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi hâlinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, TCK'nın 168/5 ve CMK'nın 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediği için suç tarihine göre düşme kararı verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi hâlinde, tebligat yapılıyor ise makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik kovuşturma ile mahkûmiyet hükmü kurulması,.." şeklinde belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca sanığa etkin pişmanlıktan yararlanabileceği hususu hatırlatılıp, talep etmesi hâlinde zararı gidermesi için kendisine süre verilerek sonucuna göre sanığın hukukî durumunun değerlendirilmesi gerektiği cihetle, somut olayda, sanığın bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip, verilecek makul sürede ödenmesi hâlinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği hususunun ihtar edilmesini müteakip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde,
2-Sanık hakkında 29/05/2017 ve 25/07/2017 tarihlerinde kaçak elektrik kullandığından bahisle ayrı ayrı tutanak düzenlendiği ve 29/05/2017 tarihli tutanakla ilgili 24/10/2017 tarihinde, 25/07/2017 tarihli tutanakla ilgili olarak ise 09/02/2018 tarihinde ayrı ayrı kamu davaları açıldığı, ardından açılan bu davaların birleştirildiği ve sanığın Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli kararıyla her bir tutanak için ayrı ayrı olmak üzere 5237 sayılı TCK'nın 163/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezaları (iki kez) ile cezalandırıldığı anlaşılmakla, iddianame tarihleri dikkate alındığında 29/05/2017 tarihli tutanak ile 25/07/2017 tarihli tutanak arasında hukuki kesinti bulunmadığı ve sanığın eylemini zincirleme olarak gerçekleştirdiği nazara alınarak sanık hakkında tek hüküm kurulup 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde tutanak sayısınca mahkumiyet kararı verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “Bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak, somut olayda yapılması gerekenin, sanık tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı müşteki kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye hesaplattırılan vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerektiği, ödeme yapılmaması veya yapılan ödemenin zararı karşılamaması durumunda ise yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı ihtarı ile makul süre verilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık ... hakkında 29/05/2017 ve 25/07/2017 tarihlerinde kaçak elektrik kullandığından bahisle ayrı ayrı tutanak düzenlendiği ve 29/05/2017 tarihli tutanakla ilgili 24/10/2017 tarihinde, 25/07/2017 tarihli tutanakla ilgili olarak ise 09/02/2018 tarihinde ayrı ayrı kamu davaları açıldığı, ardından açılan bu davaların birleştirildiği ve sanığın Söke 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli ve 2017/587 Esas – 2018/553 Karar sayılı ilamıyla her bir tutanak için ayrı ayrı olmak üzere 5237 sayılı TCK’nın 163/3, 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezaları ile cezalandırıldığı anlaşılmakla; iddianame tarihleri dikkate alındığında 29/05/2017 tarihli tutanak ile 25/07/2017 tarihli tutanak arasında hukuki kesinti bulunmadığı ve sanığın eylemini zincirleme olarak gerçekleştirdiği nazara alınarak sanık hakkında tek hüküm kurulup TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde tutanak sayısınca mahkumiyet kararı verilmesi nedenleriyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (SÖKE) 4. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 11.09.2018 tarihli ve 2017/587 E., 2018/553 K. sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 23/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.