Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1569
Karar No: 2022/2385
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1569 Esas 2022/2385 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/1569 E.  ,  2022/2385 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen muvazaa davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; davalılardan ...'ın borçlu muris İsmail Aslan'ın eşi, diğer davalı ...'ın ise davalı ...'ın yakın arkadaşı olduğunu, davacılar ile murisin aralarının çok iyi olduğunu, birlikte bir çok iş yaptıklarını, murisin ölmeden önce de bir kısım ödemeler yapacağını, ancak geçirdiği kaza nedeniyle yaşamını kaybettiğini, vefattan sonra davalı ...'ın muristen kalan bir kısım borçları ödediğini, davacılara olan borçları da ödeyeceğini sözlü olarak bildirdiğini, davacıların eskiden beri oluşan güven ortamı sayesinde buna inandıklarını, ancak davacıların bir süre sonra icra takibinde bulunmaları üzerine davalı mirasçı ...’ın itiraz ettiğini, bu süreçten sonra da bir kısım taşınmazı annesine bir kısım taşınmazı da diğer davalı ...'a devrettiğini, ...'ın emekli olduğunu, taşınmazı alacak parasının olmadığını ileri sürerek Antalya Konyaaltı Arapsuyu 12165 Ada 1 Parsel 3 nolu bağımsız bölümün tasarrufunun iptali ile murisin mirasçıları adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; bonolarda oynama olduğunu, alınan aciz belgesinin olmadığını, davalının eşi öldükten sonra ortada kaldığını ve hiç bir geliri olmadığı için bir kısım taşınmazı satmak zorunda kaldığını ileri sürerek davacıların davasının reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının dava konusu taşınmazı, alınan bilirkişi raporuna göre rayiç değerinde satın aldığı, davalı ile borçlu arasında akrabalık ilişkisinin bulunmadığı, davalının borçlu Burçin Arslan'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu yeri sattığını bilebilecek durumda olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar Huriye ve Ömer aleyhine sonuçlanan takibin durdurulması ve iptali davaları kesinleştiğine göre anılan davacıların davalı- borçludan gerçek bir alacağı bulunmadığı görülmekle, Antalya 3. İcra Dairesinin
    2013/6791 ve 2013/6793 esas sayılı takip dosyaları yönüyle dava özel şartı yokluğu (kesinleşmiş istenebilir bir alacağın bulunmaması) sebebiyle davanın usulden reddine hükmedilmesi gerekirken mahkemece ispatlanamayan davanın reddine hükmedilmesi doğru değil ise de; ret kararı sonuç itibariyle doğru olduğundan bu hususa değinilmekle yetinildiği, davacı ...'ın iptal istemi yönüyle yapılan incelemede taşınmaz devrine ilişkin satışın da rayiç değere yakın miktar üzerinden yapılmasına göre hadisede İİK 278'inci maddede belirtilen iptal koşullarının oluşmadığı, yine borçlu ile lehine tasarrufta bulunulan davalılar arasında akrabalık, tanışıklık, iş ortaklığı ilişkisi olduğu iddiası da davacı tarafça ortaya konulup ispatlanamadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-HMK'nın Bölge Adliye Mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar başlığını içeren 353/1-b-2. Maddesinde; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    Somut olayda; ilk derece mahkemesince; davalının dava konusu taşınmazı, alınan bilirkişi raporuna göre rayiç değerinde satın aldığı, davalı ile borçlu arasında akrabalık ilişkisinin bulunmadığı, davalının borçlu Burçin Arslan'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu yeri sattığını bilebilecek durumda olmadığı anlaşıldığından davanın esastan reddine karar verilmişken; Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar Huriye ve Ömer aleyhine sonuçlanan takibin durdurulması ve iptali davaları kesinleştiğine göre anılan davacıların davalı-borçludan gerçek bir alacağı bulunmadığı görülmekle, Antalya 3. İcra Dairesinin 2013/6791 ve 2013/6793 esas sayılı takip dosyaları yönüyle dava özel şartı yokluğu (kesinleşmiş istenebilir bir alacağın bulunmaması) sebebiyle davanın usulden reddine hükmedilmesi gerektiğinden söz edildiğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekirken yalnızca bu hususa değinilerek istinaf isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır.
    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını
    ileri sürmektedir. İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
    BK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında; hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan; icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınması şartı muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlem yapılması gerekir.
    Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar Huriye ve Ömer aleyhine sonuçlanan takibin durdurulması ve iptali davaları kesinleştiğinden, anılan davacıların davalı-borçludan gerçek bir alacağı bulunmadığı görülmekle, Antalya 3. İcra Dairesinin 2013/6791 ve 2013/6793 esas sayılı takip dosyaları yönüyle dava özel şartı yokluğu (kesinleşmiş istenebilir bir alacağın bulunmaması) sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden söz edilmişse de; davacılardan ..., davalı borçlu hakkında Antalya 3.Tüketici Mahkemesi 2015/33, davacılardan ... ise, Antalya 1.Tüketici Mahkemesi 2015/31 sayılı dosyalarından alacak davası açtıklarını belirtmiştir. Bu durumda; açılan alacak davalarının kesinleşmesi beklenerek, davacıların bir alacağının olduğunun kesinleşmesi halinde TBK’nun 19. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... ve Ömer vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi