Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak miras bırakanları A..."in malik olduğu .. parsel sayılı taşınmazın 1/2"sini mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı eşine ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini ileri sürerek tapunun iptali ile payları oranında tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı; çekişmeli taşınmazın mal kaçırma amacıyla değil bakım koşulu ile verildiğini, bakım borcunu yerine getirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın muvazaalı temlik edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden miras bırakan adına kayıtlı ..parsel sayılı taşınmazın 1/2"sinin 3.7.2002 tarihli ölünceye kadar bakma akti ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekirki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince; yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanlarından, davalının eşi olan miras bırakan ile ölene kadar birlikte oturduğu, onunla ilgilendiği kaldıki taşınmazın tamamı murise ait iken, tamamının değil 1/2"sinin davalıya temlik edildiği sabittir.Belirlenen bu olgular, yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, çekişmeli taşınmazın davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bozma nedenine göre, davacıların yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.