8. Hukuk Dairesi 2011/2163 E. , 2012/73 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi
Davacı-karşı davalı Hazine, asli müdahil davacılar ... ve müşterekleri ile davalılar-karşı davacılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Ortaca Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.01.2010 gün ve 54/20 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı Hazine vekili, davalılar-karşı davacılar vekili ile asli müdahil davacılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, kadastronun 459 sayılı parselinin kadastro yenileme çalışmaları sırasında 122 ada 52 parsel numarasını aldığını, toplam miktarının 15.417,95 m2 olduğunu, malikhanesinin boş bırakıldığını ve bu haliyle tapuda kayıtlı bulunduğunu açıklayarak 122 ada 52 sayılı parselin Hazine adına tapuya tesciline, davalılar tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen Ortaca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/125 Esas ve 2000/193 Karar sayılı dava dosyasının davacıları ... ve on arkadaşının vekili dava dilekçelerinde; kadastro çalışmalarının 1953 yılında yapıldığını, dava konusu taşınmazın 459 parsel numarasıyla tespit edildiğini, malikhanesinin boş bırakıldığını, taşınmazın malikinin kim olduğunun belli olmadığını, 1974 yılından beri vekil edenleri tarafından taşınmazın tasarruf edildiğini açıklayarak kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle dava konusu taşınmazın vekil edenleri adına payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacı-davalı Hazine vekili, açtıkları davanın kabulüne, davacılar ... ve arkadaşları tarafından açılan davanın ise reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar-karşı davacılar ... ve arkadaşları vekili, Hazinenin açtığı davanın reddine, kendi davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacı-davalı Hazinenin açtığı davaya asli müdahil davacı olarak katılan ... ve otuzdört arkadaşının vekili, 25.9.2000 ve 16.2.2009 havale tarihli dilekçelerinde; Köyceğiz Tapulama Hakimliğinin 1954/901 Esas, 1958/158 Karar sayılı dava
dosyasıyla murisleri tarafından davanın açıldığını ve bu davanın yararlarına sonuçlandığını belirtmiş ve Köyceğiz Arazi Kadastro Hakimliğinin yukarıda esas ve karar numarası verilen kesinleşme ibaresini taşımayan kararına dayandıklarını açıklamış ve isteklerinin kabulüne karar verilmesini beyan etmiştir. Asli müdahil davacıların gerekli harcı yatırdıkları saptanmıştır.
Mahkemece, davacı Hazine tarafından açılan davada davacı-karşı davalı ile asli müdahil davacıların davaları ile birleşen 2000/125 Esas sayılı dosya üzerinde açılan davalı-karşı davacıların davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-davalı Hazine vekili, asli müdahil davacılar vekili ve davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, davalılar-davacılar ile asli müdahil davacılar kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, eklemeli zilyetlik ve ... Gezici Arazi Kadastro Mahkemesince verilen kesinleşme ibaresini taşımayan kararına dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil; Hazine ise mülkiyet hakkına dayalı olarak açtığı, yine tescil ve müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile tüm davacılar ve asli müdahil davacıların davasının reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile Köyceğiz Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1954/901 Esas ve 1958/158 Karar sayılı kararın kapsamına göre taşınmazın bulunduğu yörede 1953 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Şubat 1949 tarih 101, Nisan 1955 tarih 8 ve aynı tarih 12 sıra nolu tapu kayıtlarının geldi ve gittilerine dayalı olarak 459 sayılı parselin tapulama tutanağı düzenlenmiş, taşınmazın davalı olması nedeniyle malikhanesinin boş bırakıldığı saptanmıştır. Bir kısım gerçek şahıslar tarafından Köyceğiz Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi kararında gösterilen davalılara karşı tespite itiraz davası açılmış olup bu dava 21.5.1958 tarihinde sonuçlanmıştır. Ne var ki, elde bulunan karara kesinleşme şerhi verilmemiştir. Tüm aramalara karşın dosyası bulunamadığından mahkemece verilen karar ile malikler belirlendiği halde hükmün kesinleşmemesi nedeniyle tapuda gerekli infazın yapılmadığı ve sicilin oluşmadığı, 22.7.1997 tarihinde 2859 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan pafta yenilemesi sonucu dava konusu parselin 122 ada 52 parsel numarasını aldığı ve parselin davalı olması nedeniyle malikhanesinin boş olduğu Ortaca Tapu Sicil Müdürlüğünün 5.7.2000 tarih 1711/835 karşılık yazılarıyla ve dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile sabittir.
Dava konusu 122 ada 52 sayılı parselin (eski tapulamanın 459) pafta yenileme çalışmalarında malik hanesi boş bırakıldığı gibi 459 sayılı parselinde tespitin yapıldığı tarihten itibaren malik hanesinin boş olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Malik hanesi boş bırakılan parsellerle ilgili davaların genel mahkemelerde görülme olanağı bulunmamaktadır. 766 sayılı Tapulama Kanununun 54 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 33/2. madde ve fıkrası uyarınca kadastro tutanaklarının malik hanesinin ancak Kadastro Mahkemesince doldurulması mümkündür. 3402 sayılı Kanunun 33/2. fıkrasında; “…malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşıldığı taktirde hakim re’sen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür…” açıklamasına yer verilmiştir.
766 sayılı Tapulama Kanununun 54. maddesinde de; “Hâkim (...) Tahkikattan elde edeceği kanaate göre beşinci bölümde yazılı esaslar dairesinde karar vermek ve gayrimenkulün kimin adına tescil edileceğini belirtmekle mükelleftir denilmek suretiyle kadastro (tapulama) tutanağının malik hanesinin nasıl ve kim tarafından doldurulacağına vurgu yapılmıştır. Bu ibareyle malik hanesinin ancak kadastro hakimliğince doldurulmasınınamaçlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Ortaca Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle tüm davacıların davalarının reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Açıklandığı gibi tüm davacılar ile asli müdahil davacıların davalarının reddine karar verilmekle sicilin oluşturulmadığı açıktır. Kaydın malik hanesi yine bu haliyle boş tutulmuş bulunmaktadır. Önemli olan soruna çözüm bulmaktır. Mahkemenin bu kararının soruna çözüm getirmediği ortadadır.
Davacı-karşı davalı Hazine, asli müdahil davacılar ile davalılar-karşı davacılar vekillerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle yalnızca görev yönünden BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar-karşı davacılar ile asli müdahil davacılara ayrı ayrı iadelerine 16.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.