Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3514
Karar No: 2012/140
Karar Tarihi: 19.01.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3514 Esas 2012/140 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/3514 E.  ,  2012/140 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.12.2010 gün ve 375/637 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davalı köy tüzel kişiliği vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, kadastro çalışmaları sırasında 187 ada 1 ve 114 ada 8 parsel sayılı taşınmazların kendisi adına tespit ve tescil edildiğini, ancak bu iki taşınmaz arasında yol olmamasına rağmen kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak belirlenen kısmın tapu kaydının iptali ile dava dışı parsellere ilave edilerek adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Hazine, kadastro tespitinin doğru ve dava konusu yerin umumi yol olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, çekişmeli yerin köy yolu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davacı, aynı yerle ilgili ilk davasında köy tüzel kişiliğine husumet yöneltmiş, bilahare ikinci bir dava açarak Hazineye husumet yöneltmiştir. Her iki dava birleştirilerek görülmüştür.
    Mahkemece, davacının davasının kabulüne, davacı adına kayıtlı dava dışı 187 ada 1 ve 114 ada 8 nolu parseller arasında paftasında yol olarak bırakılan bilirkişi krokisinde A harfiyle gösterilen 288.81 m2"lik taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, noksan alınan 225,40 TL harcın davalı köyden alınarak Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yapılan 577,50 TL yargılama gideri ile 1100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davalı köy tüzel kişiliği vekili ve Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Davacıya ait olan çekişmesiz 114 ada 8 ve 187 ada 1 nolu parsellere ilişkin kadastro tutanakları getirilmiştir. Tespitlerin 13.08.2007 tarihinde yapıldığı, eldeki davanın makul süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Ancak, paftasında yol olarak belirlenen taşınmaz tapusuz yer olduğundan mahkemenin kararında yazılı olduğu üzere “tapu kaydının iptali” şeklinde hüküm kurulması doğru değildir. Bundan ayrı, TMK. nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davalarında Hazine ve köy tüzel kişiliği yasal hasım olup, mahkemece verilen kararlarda yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin yasal hasım olan davalılara yükletilmesi olanaklı değildir. Ayrıca, davalı köy tüzel kişiliği vekili, son oturumda Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/407-595 Esas ve Karar sayılı karar fotokopisini dosyaya sunmuştur. Bu kararın çekişmeli yerle ilgili olup olmadığı araştırılmamış, emsal olarak değerlendirilmeye tabi tutulmamıştır. Aynı yerle ilgili olduğu belirlendiği taktirde kesin hüküm ya da lehte ve aleyhte güçlü delil olacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; nizalı yerin kadim köy yolu olup olmadığının kapsamlı bir şekilde araştırılması, kadim köy yolu olduğunun belirlenmesi halinde davanın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi, davalı köy tüzel kişiliği temsilcisinin son oturumda sunduğu kararın değerlendirilmesinin yapılması, davalı Hazine ve köy tüzel kişiliği yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulmaması gerekmektedir.
    Açıklanan bu nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Tüm bu nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerindedir, kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 103,95 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden köy tüzel kişiliğine iadesine 19.01.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verilmiştir.


    KARŞI OY

    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme hükmünün Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Daire çoğunluğunca hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde; 114 ada 8 ve 187 ada 1 sayılı parseller arasında kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılan ve mahkemece kabulüne karar verilen 288,81 m2’lik yerin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.
    Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün esasen yol olmadığını, davacıya ait ve onun zilyetliğinde bulunan yer olduğunu, dere üzerinde köprü inşaatının yapılması nedeniyle geçici olarak kullanılmak üzere köprüyü yapan şirket tarafından açılan yol olduğunu, kadim yol niteliğinde bulunmadığını, ancak bu yolun da köy yoluna çıktığını 3-4 yıl önce sel nedeniyle köprünün yıkılması sonucu köy halkının bu yolu kullandıklarını, köprünün öbür ayağından sonra başlayan kadim yolun kullanıldığını, köylülerin arazi sahibi M.Ali Akay’ın izni dahilinde buradan geçtiklerini, taşınmazın Hazine ve Köy Tüzel kişiliğiyle bir ilgisinin bulunmadığını açıklamışlardır. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, alınan raporlar, arazinin kroki üzerindeki durumu göz önünde bulundurulduğunda ve birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu tescili istenen taşınmaz bölümünün davacıya ait olduğu, onun zilyet ve tasarrufunda bulunduğu konusunda bir duraksama söz konusu değildir. Hükmün esası bakımından herhangi bir eksiklik ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Davalı Hazine ve köy tüzel kişiliği vekillerinin açıklanan nedenlerle esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Yerel mahkemenin esasa yönelik kabul kararı usul ve kanuna uygun bulunmaktadır.
    Köy tüzel kişiliği vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince: dava TMK.nun 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davası olup, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi durumunda bulunan davalı köy tüzel kişiliği aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca kanuni hasım durumunda bulunduklarından her türlü yargılama giderleriyle sorumlu tutulamazlar. Bu tür davalarda eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilir. Davanın davacı yararına olumlu veya olumsuz sonuçlanmış olup olmaması açıklanan ilkeye ve sapma göstermeyen uygulamaya etkili bulunmamaktadır. Bu nedenle eksik harcın, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı Köy Tüzel kişiliğine yükletilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Sapma göstermeyen Yüksek Yargıtay ve Daire uygulaması da bu yöndedir. Her ne kadar mahkemece hüküm fıkrasında, “...tapu kaydının iptaline...” ibaresi kullanılmış ise de, bu maddi hata niteliğinde olup HUMK.nun 459.maddesi gereğince mahkemesince her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan sonuca etkili değildir. Çünkü aynı hüküm fıkrasında; “...A harfiyle gösterilen...” yerin davacı adına tesciline denilmiştir.
    Ne var ki, bu hususlar HUMK.nun 438/7. (HMK.m.370/2) maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının "2 nolu bendinde, yer alan 225,40 TL eksik harç, 3 nolu bendinde davacı yararına taktir edilen 1100 TL vekalet ücreti ile 4 nolu bendinde, bulunan 577,50 TL yargılama giderine ilişkin" ibarelerin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, bunun yerine "225,40 TL eksik harcın davacı tarafından tahsiline, Hazineye gelir yazılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve 577,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" tümcelerinin yazılmasına, yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 438/7. (HMK.nun m.370/2) maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu haliyle onanmasına karar verilmesi gerekmektedir.
    Davalı Hazine ve köy vekillerinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak davalı Köy Tüzel kişiliği vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazları yukarıda belirtilen nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA karar verilmesi gerekirken, değerli Daire çoğunluğunca bozulması yönünde gerçekleşen görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 19.1.2012




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi