Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3463
Karar No: 2012/270
Karar Tarihi: 23.01.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3463 Esas 2012/270 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/3463 E.  ,  2012/270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Akseki Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 25.07.2007 gün ve 211/227 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili, miras yoluyla intikal, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 140 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına 1/2 şer paylı olarak tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 140 ada 11 parselin tapu kaydının kısmen iptali ile teknik bilirkişinin kırmızı ve yeşil renkli olarak gösterdikleri 14.385,82 m2"lik bölümünün ölü Mustafa İnan mirasçıları olan ..., ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava TMK.nun 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dava konusu 140 ada 11 parsel sayılı taşınmaz, senetsizden ham toprak niteliğiyle 326467,67 m2 yüzölçümlü olarak 02.07.1997 tarihinde, Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olup ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden bulunduğu tutanakta açıklanmak suretiyle Hazine adına tespit edilmiş, 11.08.1998 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden tapu kaydı oluşmuştur.
    Davacılar dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın babaları Mustafa İnan"dan miras yoluyla intikal ettiğini, adına vergi kaydı bulunduğunu, kadimden beri eklemeli olarak tasarruflarında bulunduğunu ileri sürerek 1/2 "şer paylı olarak adlarına iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazın önceleri davacıların miras bırakanı babaları olan Mustafa İnan"a ait iken ölümü ile çocukları ..., ..., ...ve ..."ye kaldığını,...nın 1955 yılında ölünceye kadar tasarrufunda bulundurduğunu, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçıların da aralarında taksim yapmadıklarını bildirmişlerdir. Davacıların miras bırakanı Mustafa İnan 1955 yılında ölmüş olup, davacılardan başka mirasçıları da bulunmaktadır. Davacılar dava konusu taşınmazın kendilerine paylaşım sonucu kaldığını ileri sürmediği gibi yerel bilirkişi ve tanıklar da taşınmazın miras bırakanın ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı suretiyle yapılmış bir paylaşımın bulunmadığını, miras bırakanın ölümü üzerine tüm mirasçılarına kaldığını, 20 yıldan fazla süredir de mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğunu açıklamışlardır. Şu halde gerek davacıların, gerekse yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarıyla miras bırakanın terekesi paylaşılmadığına göre, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir.
    TMK.nun 701.maddesinde; "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir" şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702.maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin kendi payını ileri sürerek dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufda bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılardan birisinin kendi payı hakkında açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından terekeye temsilci tayini (TMK. 640.mad.) veya diğer mirasçıların olurlarının alınması suretiyle de davaya devam edilemez ve taraf teşkili sağlanamaz. Mirasçılar arasında terekedeki hak ve borçları kapsayan ortaklık söz konusudur. Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Bir mirasçının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetlik elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre murisin diğer mirasçıları adına da sürdürülmüş sayılır.
    Yukarıda açıklanan kanun hükümleri uyarınca, davacıların terekeye dahil bir mal için üçüncü kişiye karşı tek başına dava açma sıfat ve yetkisi bulunmadığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken dava koşulu (taraf teşkili) gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi