Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7449
Karar No: 2012/289

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7449 Esas 2012/289 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/7449 E.  ,  2012/289 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri, dahili davalılar...... ve ...... ...... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.12.2004 gün ve 297/488 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ...,...... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, ...... çalışmaları sırasında dava konusu 6201 parsel sayılı taşınmazın davalılar ..., ...... adlarına, diğer 6202 nolu parselin ise öteki davalı ...... ...... adına tespit ve tescil gördüğünü; oysaki her iki taşınmazın evveliyatından beri tarafların kök miras bırakanı ......’a ait olduğunu, ......’ın terekesinin taksim edilmediğini açıklayarak davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle murisin mirasçıları adına verasetteki payları oranında tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı taraf, mahkemeye sunulan 01.03.1966 tarihli senedi ve bu senetteki imzayı kabul etmediğini açıklamıştır. Ayrıca, davacı, 25.04.2004 günlü oturumda; senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ve böyle bir senet imzalamadığını açıklayarak re’sen yöneltilen yemini eda etmiştir.
    Davalılar ..., ......... vekili özetle; dava konusu 6201 ve 6202 nolu parsellerle ilgili davanın birlikte görülmesinin mümkün olmadığını, ortak murisin 1965 yılında öldüğünü, 1966 yılında davacının kök muristen intikal eden tüm menkul ve gayrimenkullerdeki miras hak ve paylarını 50.000 TL karşılığında mirasçılar ...... ......’a temlik ettiğini açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
    Diğer davalı ...... ...... 02.11.1994 günlü ilk oturumda; kök muristen kalan ...... mevkiindeki taşınmazın murisin mirasçıları arasında taksim edildiğini, davacının bu yerdeki payının davalı ...’da olduğunu açıklamış ve açılan davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 6201 nolu parseldeki davalılar ......, ...... adlarına ve 6202 parseldeki davalı ...... ...... adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle miras bırakan ......’a ait ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1976/472-781 Esas ve Karar sayılı veraset ilamındaki hisseleri oranında mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davalılardan ..., ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 6201 ve 6202 nolu parsellerin ......dan önce bir bütün halinde tarafların kök miras bırakanı ......’a ait olduğu ve ölümüyle mirasçılar arasında taksim edilmediği tartışmasızdır. ...... tutanakları getirilmiştir. 6201 nolu parselin 12543 m2 olarak,...... niteliğiyle, senetsizden, vergi kaydı dikkate alınarak, ¼’er paylı olarak ...... ......,.........ve ... adına tespit gördüğü, tespite ...... ......’ın itiraz ettiği, ...... Komisyonunun 27.11.1989 tarihli kararıyla itirazı kabul edilerek 6201 nolu parselin tamamı üç hisse kabul edilerek bir hissesinin ..., bir hissesinin ...... ve bir hissesinin ...... adına tapuya tesciline karar verildiği, komisyon kararının kesinleşmesiyle tapuya tescil edildiği görülmüştür.
    Dosyada mevcut tapu kaydına göre; 6201 nolu parselin 1/3’er paylı olarak ..., ...... adlarına tapuda kayıtlı olduğu belirlenmiştir. 6202 parselin ise 5100 m2 olarak,...... niteliğiyle, senetsizden, vergi kaydı esas alınarak, 22.05.1986 tarihinde ...... ...... adına tespit gördüğü ve itirazsız olarak 23.12.1988 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde Tapu Müdürlüğünden getirtilen belgeye göre 6201 nolu ...... parselinde imar uygulaması yapılarak sahifesinin 16.01.1995 tarihinde kapatılarak 14474, 14980, 14981, 15047 ve 14452 nolu sayfalara gitmiş olup, gitti sayfa kayıtları da getirtilmiştir. Yine 6202 nolu ...... parselinin imar uygulamasıyla 16.01.1995 tarihinde kapatıldığı, 14982, 14983 ve 14453 nolu sayfalarına gitmiştir. Ayrıca, dosya içerisindeki 1 Mart 1966 tarihli haricen düzenlenen adi senet kapsamına göre “…......’ın ölümü ile mirasçılarına intikal eden menkul, gayrimenkul mallar ile haklardan mütevellit miras payımı murisin mirasçıları olan ...... ......’a devrettim. Bu devir karşılığında mirasçıların vasi ...... ......’dan (50.000 TL) yalnız Ellibin.-lira aldım. Başkaca bir hakkım kalmadığını ve talepte bulunmayacağımı beyan ve ikrar ederim…” yazılı olduğu senedin sol alt köşesinde ... adres ve imzanın bulunduğu elle yazılan yazıyla imzanın ...’e ait olduğu tasdik olunur 1 ... 1966 muhtarlık mühürü ve imza içerdiği görülmüştür. Davacı taraf dava dilekçesinde keşif, şahit, veraset, vs. gibi delillere dayanmıştır. Davacı yan 15.02.1995 günlü dilekçesinde tanıkları olarak......oğlu ve ... ......’yi bildirmiştir. Davalılar vekili, 13.02.1995 havale tarihli dilekçesiyle tanıkları olarak ...... ve Mehmet Gündüz’ü bildirmiş, ayrıca 1966 tarihli senedin tasdikli aslı ve fotokopisini sunmuştur.
    Mahallinde 07.09.1995 günü keşif yapılmıştır. Dinlenen 1929 doğumlu mahalli bilirkişi özetle; dava konusu 6201 ve 6202 parsellerin önceden bir bütün halinde ...... isimli şahsa ait olduğunu, bu kişinin ölümünden sonra bu yeri ......’ın oğlu......’ın eşi ...... ......’ın kullanmaya başladığını, mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediğini, kök muris ......’ın sağlığında bu yeri ...... ......’ın çocuklarına bağışladığını duyduğunu açıklamıştır. 1337 doğumlu ...... bilirkişisi ...... dinlenmiştir. Bu kişide, 6201 ve 6202 nolu parsellerin önceden bir bütün halinde ......’a ait olduğunu, bu yeri ......’in ölümünden sonra gelini ...... ......’ın kullanmakta olduğunu, ......’ın ölümünden sonra mirasçıları arasında taksim yapılmadığını söylemiştir. Davacı tanığı 1928 doğumlu...... oğlu 6201 ve 6202 nolu parsellerin önceden bir bütün olarak ......’a ait olduğunu, ölümünden sonra mirasçıları arasında taksim yapılmadığını, murisin ölümünden sonra bu yerleri gelini ...... ......’ın kullanmakta olduğunu açıklamıştır.
    Davacı tanığı 1949 doğumlu ... ...... dava konusu taşınmazların bir bütün olarak ......’a ait olduğunu, ölümünden sonra taksim yapılmadığını ve ölümünden itibaren gelini ......’in kullanmakta olduğunu açıklamıştır. Davalı tanığı 1928 doğumlu ...... dava konusu 6201 ve 6202 nolu parsellerin önceden bir bütün halinde kök muris ......’a ait olduğunu, tarla vasfındaki bu taşınmazı sağlığında oğlu ......’in çocuklarına verdiğini, bunu böyle bildiğini, ......’ın ölümünden sonra her iki taşınmazı ......’in eşi olan ...... ......’ın 25-30 yıldan beri kullandığını, bu süre içerisinde diğer mirasçıların müdahalede bulunmadıklarını, davacının miras hissesini devir edip etmediğini bilmediğini beyan etmiştir. Davalı tanığı 1936 doğumlu Mehmet Gündüz ise dava konusu 6201 ve 6202 nolu parsellerin önceden bir bütün halinde ......’a ait olduğunu, ölümünden sonra gelini ...... ......’a kaldığını, mirasçılar arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediğini, ...... ......’ın kocası ......’in kök muristen önce öldüğünü, diğer mirasçıların bu taşınmazın ...... tarafından kullanılmasına müdahale edilmediğini açıklamıştır.
    Kök murise ait veraset belgesi dosyadadır. 1326 doğumlu ......’ın 02.05.1965 tarihinde öldüğü, mirasçısı olarak eşi ...... ...... ile diğer eşi ...... ...... ve ...... ......’dan olma çocukları ......’nın kaldığı, murisin oğlu......’ın babasından önce ölmesi nedeniyle mirasçısı olarak ...... çocukları ......’nin kaldığı, bunlara göre murisin terekesinin tamamı 16 pay kabul edilerek mirasçılarının paylarının belirlendiği görülmüştür. Murisin diğer eşi 1328 doğumlu ...... ......’ın 07.11.1985 tarihinde öldüğü, tek mirasçısı olarak ......’ın kaldığı anlaşılmaktadır.
    Davacı ... (......) bir kısım davalılar vekili tarafından dosyaya sunulan 1 ...... 1966 tarihli haricen düzenlenen senede ve senetteki imzaya itiraz etmiştir. Bunun üzerine mahkemece bu kişinin imza ve yazı örnekleri alınmış; ayrıca, ...... Şubesindeki hesabı ve imza örneği getirilmiştir. Yine, evlenme defteri aslı celp edilmiştir. Dosya ...... Kurumu ...... bölümüne gönderilmiş ise de, adı geçen kurum 9 ...... 1997 tarih ve 3196 sayılı kanaat raporu ve 23 ...... 1998 tarih 5606 nolu kanaat raporunda; kesin bir kanıya varılamadığı bildirilmiştir.
    Davacı vekili, 03.02.2000 tarihli oturumda; murisin diğer mirasçıları...... için dahili dava dilekçesi vermiştir. Dahili dava dilekçesi bu kişilere adresleri bulunamadığı için basın ilan yoluyla tebliğ edilmiştir.
    Mahalli mahkeme, 03.04.2002 günlü oturumdaki üç nolu ara kararı uyarınca; “01.03.1966 tarihli senetteki imzanın kendine ait olup olmadığını ve muris ......’dan intikal eden miras payının davalılara devir edilip edilmediği konusunda davacıya HUMK.nun 355 ve devamı maddeleri gereğince re’sen yemin teklif edilerek meşruhatlı davetiye ile celbine” karar verildiği yurt dışında olan davacının gelmesiyle 25.04.2004 günü günsüz celse açılarak davacı asile 1 ...... 1966 tarihli senet okunup gösterilerek sorulmuş olup; davacı asil ... “Bana sorulan hususlarda yemin etmek istiyorum, ben bana gösterilen senetteki imzanın kime ait olduğunu bilmiyorum, ben öyle bir imza atmadım, ben diğer mirasçılara kendi hissemi aldığıma dair senet düzenleyip, imzalayıp, vermediğime bana gösterilen senetteki imzanın bana ait olmadığına… yemin ederim.” şeklinde beyanda bulunmuş ve yeminine sebat ettiğini imzasıyla onaylamıştır.
    Açıklanan olgular, mahkemenin ve tarafların bilgisi dahilinde ve kabulündedir. Bir başka anlatımla, dava konusu taşınmazların, ......dan önce, bir bütün halinde, tarafların kök miras bırakanı ......’a ait olduğu, ölümünden sonra mirasçıları arasında taksime tabi tutulmadığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık, kök miras bırakana ait iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği ileri sürülen bu taşınmazın tereke malı olup olmadığı, kök murisin sağlığında bu taşınmazları kendisinden önce ölen oğlu......’ın yetim kalan çocuklarına (torunlarına) hibe edip etmediği, davacının 1 ...... 1966 tarihli senet kapsamına göre kök murisinden kalan taşınmazlardaki miras payını o senette yazılı olan diğer mirasçılara temlik yapıp yapmadığı, mahkemece, davacıya, re’sen yemin teklif edilerek yazılı olduğu üzere karar verilip verilemeyeceğinde toplanmaktadır.
    Dosyada mevcut hasımsız veraset belgelerine göre; yanların kök miras bırakanı 1326 doğumlu ...... 02.05.1965 tarihinde ölmüştür. Ölümü ile eski eşi 1328 doğumlu......’dan olma kızı ...... (davacı) ile diğer eşi ......’dan olma çocukları ...... (davalı) ile muristen önce 01.01.1962 tarihinde ölen......’ın çocukları (torunları) ..., ......’ın (davacıların) kaldıkları, eski eşi ......’nın 1985 tarihinde öldüğü tartışmasızdır.
    Kural olarak, kök murise ait tereke TMK.nun 640, 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Dava, yukarıda açıklandığı üzere mirasçılar arasında görülen miras payına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ne var ki, başlangıçta davada yer almayan mirasçılar ...... ...... ile...... dahili dava yöntemiyle davaya katılarak taraf teşkili sağlanmaya çalışılmış ve bu kişilere dahili dava dilekçesi basın ilan yoluyla tebliğ edilmiş ise de, mahkeme kararı herhangi bir şekilde tebliğe çıkarılmamıştır. Ancak, mirasçılar arasında görülen böyle bir davada diğer mirasçıların davaya katılmalarına ve muvafakatlarına ihtiyaç bulunmadığı gibi, terekeye mümessil tayinine de gerek yoktur. Her ne kadar davacı murisin tüm mirasçıları adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuş ise de açıklandığı gibi, dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, TMK.nun 702.maddesinde yer alan tasurrufi işlemlerde aranan oybirliği kuralı bu tür davalarda aranmadığından davacının miras payı oranında iptal ve tescil istediğinin kabulü gerekir.
    Bundan ayrı, 6201 ve 6202 nolu ...... parselleri 16.01.1995 tarihinde imar uygulamasına tabi tutulmuştur. Kaldı ki, imar uygulamasının 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi mi, 2981/3290 sayılı Kanunun 10/B ya da 10/C maddesine göre mi yapıldıkları araştırılmamıştır. İmar uygulamasında başkaca ...... parselleriyle Hamur kuralı uygulaması yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir. Bir başka anlatımla, imar uygulamasına ilişkin olarak ...... Müdürlüğünden dayanak belgeleri ve tedavül kayıtları getirtilip incelenmemiştir. Keza, ...... parselleri üzerinden iptal ve tescil kararları verilmiş olup bu haliyle kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Daha açıkçası, dava konusu ...... parsellerinin imar görmesi sonucu oluşan imar parselleri karşısında ...... parsellerinin hukuki varlıklarını yitirdiğinden ...... parselleri esas alınarak kurulan hükmün Tapu Sicil Müdürlüğünde infaz edilmesi duraksama yaratacaktır. Bu nedenle ...... parsellerinin gittiği imar ada ve parsellerine ait tapu kayıtları ve tescillerine esas alınan imar evrakı ile diğer belgelerin getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, kayıt maliklerinin aynı kişiler olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Sicil oluşturma kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Doğru ve sağlıklı sicil oluşturma, kamu düzenine ilişkin bulunduğu ilkesi gereğince hükmü temyiz eden davalılar vekilinin temyizinin bir bakıma zorunlu olarak hükmü temyiz etmeyen davalı ...... da sirayet ettiğinin ve onu da kapsadığının kabulü gerekir Ayrıca, 6201 nolu ...... parselinin 1/3’er paylı olarak ...... adlarına kayıtlıyken, ilk tespit sırasındaki diğer paydaş ...... içinde iptal kararı verilmesi doğru olmamıştır. Yine, kararda kök murisin veraset belgesine atıf yapılmış ise de; murisin eski eşi ...... 1985’te ölmüştür. Miras payları değişmiştir. Öte yandan, tarafların gösterdikleri tüm tanıkları dinlenmiş olup 1929 doğumlu yerel bilirkişi ...... ile 1928 doğumlu davalı şahidi ......; bu taşınmazların muris tarafından sağlığından kendisinden önce ölen oğlu ......’in yetim kalan çocuklarına (torunlarına) hibe ettiğine ilişkin beyanları değerlendirilip tartışılmamıştır. Tüm bunlardan ayrı olarak; taraflardan birisi, somut olayda davacı, 1 ...... 1966 tarihli senet ve senetteki imzayı inkar ettiğine göre hakimin yanları dinleyerek bir kanaat hasıl olmadığı taktirde tarafları isticvaba çağıracağı ve senet hakkında izahat alacağı kuşkusuzdur. HUMK.nun 355-362.maddeleri uyarınca hakim kesin bir kanaata varmadığı taktirde re’sen yemin teklif edebileceği usul kuralıdır. Somut olayda, hakim, davayı sonlandırmak için re’sen yemin teklifi yoluna başvurmuştur. Açıklanan usul ve esasa ilişkin kurallar ile mahalli bilirkişi, taraf tanıklarının beyanları ile tüm dosya kapsamı, nüfus kayıtları dikkate alınıp tetkik edilerek bir değerlendirme yapılmadan yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Tüm bu nedenlerle davalılardan...... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı yasanın HUMK.nun 428.maddesi uyarınca yerel mahkeme hükmünün bir bütün olarak BOZULMASINA ve 12,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ve müştereklerine iadesine 24.01.2012 karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi