MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.02.2011 gün ve 2/47 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar ... ve ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 113 ada 13 parsel sayılı taşınmazın paylı olarak ......arkadaşı adına tespit gördüğünü, bu işlemin yanlış olduğunu, bu taşınmazın tamamının 40 pay kabul edilerek 15 payının davacı ...’ya, 11.25 payının davacı ...’e ve 3.75 payının davacı ... ve davada yer almayan ...... ile ........."ye ait olduğundan bu parsele ait tapu kaydının iptaliyle hisseleri oranında taraflar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
...... ise, harcını yatırıp davacılar yanında asli müdahale talebinde bulunarak dava konusu taşınmazın 5/40 payının iptaliyle adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... 15.3.2010 tarihli ilk oturumda “..açılan davayı kabul ediyoruz, söz konusu hisseler dava dilekçesinde belirtildiği gibidir..” şeklinde beyanda bulunarak beyanlarını imzalarıyla onaylamışlardır.
Mahkemece, ...... Müdürlüğünün dosyada mevcut yazısına göre, dava konusu parselin ifrazının mümkün olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 113 ada 13 nolu parselin senetsizden, 15051,05 m2 olarak, 7.11.2006 tarihinde, tamamı 320 pay kabul edilerek; ...... ve beş arkadaşı adına tespitinin yapıldığı, ancak kadastro tespitinin kesinleşmediği anlaşılmış ise de, dosyada mevcut ...... ...... Müdürlüğünün 26.3.2010 tarih ve 569 numaralı yazı ve ekine göre, söz konusu ana parselin ifraz görmekle 113 ada 36 ve 37 nolu parsellere gittiği, 113 ada 36 parselin tarla niteliğiyle 14872,64 m2 olarak 1/3’er hisse itibariyle ..., ... ve ... adına 26.5.2009 tarihinde tapu kaydı oluşturulduğu, 113 ada 37 parselin ise, 178.41 m2 olarak yol cinsiyle 1/3’er hisseli olarak ..., ... ve ... adına 26.5.2009 tarihinde kayıt oluşturulduğu anlaşılmıştır. Pafta krokisi dosya içerisindedir. ...... Müdürlüğünün 31.12.2010 tarih 8779 sayılı yazılarına göre: 3194 sayılı İmar Kanununun kapsamı uyarınca ...... köyü 36 ve 37 nolu parsellerin yönetmelikteki şartlara uymadığından tapudaki hisseler oranında ifraz edilmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında 113 ada 13 nolu parsel olarak tespiti yapılan taşınmazdaki pay durumunun belirlenerek buna göre tapu kayıtlarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Bir başka anlatımla tapudaki hisseler oranında ifraz edilmesi isteğine ilişkin değildir. Ancak, dava 113 ada 13 nolu parsele ilişkin açılmıştır. Bu parselin kadastro tutanağının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Fakat, o yer ...... Müdürlüğünden gelen yanıta göre ana parselin ifraz görerek 113 ada 36 ve 37 nolu parsellerin oluşturulduğu bildirilmiştir. Dava konusu ana parselde ......... paydaş iken; ifrazen oluşan kayıtlar ..., ... ve ... adınadır. Bu durumda, dava dilekçesindeki taraflara ve müdahilin ismine göre, henüz kesinleşmediği görülen ana parsel ile sebebi açıklanmadığı anlaşılan ifrazen oluşan parsellerdeki malikler noksandır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; öncelikle 113 ada 13 nolu ana parsele ilişkin varsa hükmen ya da komisyon kararıyla oluştuğuna ilişkin tapu kaydının ve dayanaklarının merciinden getirtilmesi, bundan sonra ifrazen oluşan kayıtların ifraz sebebinin araştırılması, bununla ilgili varsa mahkeme kararı ve sair belgelerin getirtilip dosya arasına konulması, davacılar ve müdahile davalarını hangi parsel ya da parseller üzerinden devam ettiklerinin sorularak belirlenmesi, ifraz sonucu oluşan parsellere ait tapu kayıtları getirtilerek dosya arasına konulması, davanın tapu kaydındaki pay düzeltilmesi davası olduğunun göz önünde bulundurulması, ilk oturumdaki davalıların kabul beyanlarına değer verilerek bir hüküm kurulması gerekirken, hukuki nitelemede ve dava konusu parsel ya da parsellerin oluşturulmasında ve özgülemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere red kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davacılar ... ile ...’nin temyiz itirazları tüm bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.