8. Hukuk Dairesi 2011/5691 E. , 2012/418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile ... ve Merdivenler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.05.2011 gün ve 129/452 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, satın alma, imar-ihya ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliğinde tespit dışı bırakılan ve 184 parselle birlikte kullanılan taşınmaz bölümünün vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, imar-ihya ve kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, TMK.nun 713/6.maddesi uyarınca dava konusu yerin ... adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalı köy yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece, önceki kararda davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairece, 184 parselin 2006 yılında çapa dayalı olarak davacı tarafından satın aldığı, davacının zilyetliğinin en erken bu tarihte başladığının kabulü gerektiği, anılan tarihten dava tarihine kadar kazanma süresinin dolmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek bozma sevk edilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karşın yeniden davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 945 m2 yüzölçümlü yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar-ihya ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tescil davasıdır. Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm, davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairece; tescil konusu taşınmazın sınırında bulunan 184 parselin 17.03.2006 tarihinde çapa dayalı olarak satın alındığı, davacının zilyetliğinin en erken bu tarihte (17.03.2006 tarihinde) başladığının kabulü gerektiği bu tarihten 28.07.2006 dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna işaret edilerek bozma sevk edilmiş ve davacı vekilinin kararın düzeltilmesi isteğinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece, 24.05.2001 tarihli yargılama oturumunda bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre, davalı ... yararına usulü kazanılmış hak doğduğunun kabulü gerekir. Usuli kazanılmış hak Usul Kanunumuzda bir kurum olarak düzenlenmemiştir. Ancak usul hukukunun dayandığı ana ilkelerden biridir. HUMK.nun 578.maddesinde “ kazanmış haklara etkili olmamak üzere usul hükümleri geçmişe etkili olarak uygulanır” denilmektedir. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir. Bu hak mahkemelerce ve Yargıtayca ihlal edilemeyeceği gibi uyulan bozma ilamı çerçevesinde karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, bozma ilamı çerçevesinde davanın reddine, TMK.nun 713/6.maddesi uyarınca taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmiş bulunması usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı düşmekte olup usul ve yasaya aykırıdır.
Kaldı ki; mahkemece davacı tarafından verilen tanık listesinde gösterilmeyen satıcı Zeliha’nın tanık olarak dinlenilmek ve açıklamalarına değer verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. HUMK.nun 274.maddesi hükmüne göre, bir dava nedeniyle birden ziyade tanık listesi verilemeyeceği gibi liste dışından tanık dinlenilmesi mümkün değildir. İkinci tanık listesi verme yasağı kamu düzeniyle ilgilidir. HGK.nun 15.05.1963 tarih, 5/11-16 sayılı kararında belirtildiği gibi, bu yasak yargılamanın sürüncemede bırakılmasını önlemek ve mahkemenin işini azaltmak amacıyla konulmuştur. Mahkemece yargılamanın yönetimi ile ilgili bulunan bu emredici kural göz önünde tutulmaksızın tanık listesinde gösterilmeyen satıcının tanık olarak dinlenilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.