Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, öncesi S. A.Ş Adına kayıtlı iken 16.7.1993 tarihinde TMSF adına tescil edilen 6187 parseldeki 8 nolu mesken’in davalı tarafından fuzulen işgal edildiğini ihtara rağmen taşınmazı tahliye etmediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davalının malik sıfatının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacıya ait taşınmaza haksız olarak elattığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının elatmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı çekişme konusu 6187 parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüme davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın elattığından bahisle eldeki davayı açtığı görülmektedir.Davalı anılan taşınmazın dava devam ederken dava dışı üçüncü kişiye satıldığını davacının sıfatının kalmadığını savunmuştur.
Bilindiği üzere,dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre,mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Somut olaya gelince; noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen tapu kaydından gerçektende savunulduğu gibi davacıya ait 6187 parselde bululan D blok giriş zemin kattaki 8 nolu çekişmeli bağımsız bölümün dava açıldıktan sonra 12.7.2004 tarihinde dava dışı Fevziye Kurtuldu’ya satıldığı görülmektedir.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler gözetilerek işlem yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, HUMK’nun 186. md. gözardı edilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.