Erzurum Ceza Kararları - 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/20362 Esas 2016/2313 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/20362
Karar No: 2016/2313
Karar Tarihi: 22.02.2016

2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/20362 Esas 2016/2313 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)

İcra Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hükümde, bir borçlu şirket yetkilisine yönelik 2004 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verildiği ancak mahkemenin, sanığın savunma hakkını kısıtlaması ve gerekli incelemeleri yapmadan hüküm vermesinden dolayı kararın temyiz edilerek bozulması gerektiği belirtilmiştir. Bu bağlamda, ticareti terk suçlarında duruşma davetiyesinin ve mahkeme kararının tebligatın yapıldığı adrese geldiğine ilişkin tebligat kanununun 35. maddesine göre geçerli olduğu ifade edilerek, sanığın terk ettiği bildirilen adrese yapılacak tebligatın usulüne uygun şekilde yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, borçlu şirketin mükellefiyetinin devam edip etmediğinin belirlenmesi gerektiği ve hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesi gerektiği, eksik inceleme yapılarak hüküm verilmesinin ise hukuka aykırı olduğu ifade edilmektedir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Anayasa'nın 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi, Tebligat Kanunu'nun 35. ve 11/01/2011 tarihli değişiklikleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.

19. Ceza Dairesi 2015/20362 E. , 2016/2313 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, sanığın yokluğunda verilen hükmün sanığın terk ettiği bildirilen adresine Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğinin geçersiz olması nedeniyle öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin başkaca reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1)Anayasa"nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkı gözönünde bulundurularak, ticareti terk suçlarında duruşma davetiyesinin ya da mahkeme kararının terk ettiği ileri sürülen adresine Tebligat Kanunu"nu 35. maddesine göre yapılan tebligat geçersiz olup, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Bu sebeple borçlu şirket yetkilisi olan sanığa Tebligat Kanunu"nda 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı kanunla yapılan değişiklikler de dikkate alınmak suretiyle, tespit edilecek adresine yeniden usulüne uygun duruşma davetiyesinin tebliğini müteakip yargılamaya devam edilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2)Borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği sorulup ve en son verilen beyanname örnekleri getirtilip sonucuna göre hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.