8. Hukuk Dairesi 2011/3805 E. , 2012/537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine, Tapu Sicil Müdürlüğü ve .. Kızı ...aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Susuz Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 23.02.2011 gün ve 105/107 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, 109 ada 20 parseldeki 120/140 payın 30.06.1992 tarihinde tapuda yapılan resmi işlemle satın alındığını, tapuda 1/7 oranında pay sahibi görünen Himmet kızı Meltem isimli bir kişi bulunmadığını ve tapu kaydından kim olduğunun anlaşılamadığını ileri sürerek TMK.nun 713/2.maddesi uyarınca kayıt maliklerinden Himmet kızı ..."e ait tapu kaydının tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece, önceki kararda kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne Himmet kızı ...üzerinde kayıtlı 1/7 payın iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin 03.05.2010 tarih 2009/7086 Esas ve 2010/2273 Karar sayılı bozma ilamında özetle; “tapu kaydı, kadastro tutanağı ve dayanak tapu kaydından malikin kim olduğunun açıkça anlaşıldığı gibi davacının diğer payları 1992 yılında satın aldığı, bu tarihten dava tarihine kadar kazanma koşullarının oluşmadığına” işaret edilerek bozma sevk edilmiş, mahkemece 23.02.2011 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmasına karşılık, dayanak tapu kaydında maliklerden ...isminin yanlış okunmasından dolayı tespit sırasında “... ve ...” olarak yazıldığı olayda TMK.nun 713.maddesinin uygulanamayacağı ve 20 yıllık kazanma süresinin beklenmemesi gerektiğine işaret edilerek yeniden davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davaya konu 109 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 29.01.1936 tarih 203 sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığı açıklanarak 15.10.1988 tarihinde 1/7’şer oranında...oğlu ..., ...kızı ... ve ... evlatları, ..., ... ..., ... ve ... adına tespit edilmiş, tutanağın 06.09.1990 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuş, iptale konu pay dışındaki paylar 30.06.1992 tarihinde satış yoluyla davacı adına tescil edilmiştir.
Mahkemece, 23.02.2011 tarihli yargılama oturumunda bozma ilamına uyulmuştur.
Bilindiği üzere ve kural olarak bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğar. Usuli kazanılmış hak, usul hukukumuzda normatif olarak düzenlenmiş bir kurum değil ise de, usul hukukunun dayandığı ana ilkelerden biridir. HUMK.nun 578.maddesinde “kazanılmış haklara etkili olmamak üzere usul hükümleri geçmişe etkili olarak uygulanır” denilmektedir. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir. (04.02.1959 gün ve 13/5 YİBK ile 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK). Bu hak mahkemelerce ve Yargıtay"ca ihlal edilemeyeceği gibi uyulan bozma ilamı çerçevesinde karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, bozma ilamı çerçevesinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dayanak tapu kaydındaki malik hanesinin yanlış okunması nedeniyle yazılı şekilde tespit yapıldığı görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş olması usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı düşmekte olup usul ve Yasaya aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.