11. Hukuk Dairesi 2018/5402 E. , 2019/1580 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/07/2018 tarih ve 2016/606-2018/605 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 26.647 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin davalı şirket temsilcileri tarafından parasını istediği an geri alabileceği ve yüksek oranda kâr verileceği vaadiyle davalılara 5.705 EURO verildiğini, davalıların yasalara aykırı şekilde müvekkilinden para tahsil ettiklerini, müvekkilinin ortak olma iradesinin bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin ortak olmadığının tesbiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.124,85 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığı, davalı şirketin ve yetkililerinin, primli pay senedi çıkarma yetkisi olmaksızın, nominal değerin üzerindeki bedel üzerinden "hisse senedi talep formu" ve "hisse devir kabul sözleşmesi" adlı belgelerle yüksek kâr vaadi ve istenildiği zaman para iadesi vaadi ile şeklen ortak görünen gerçek kişilerin iradesini fesada uğratma yönündeki haksız eylemlerinden ötürü, davacının vaki zararından haksız fiil hükümleri çerçevesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne taraflar arasında bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitine, yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne, 5.705,00 EURO karşılığı 12.096,88 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davanın son celsesinin adli tatilde görülüp karara bağlanması yerinde olmasa da, anılan yargılama hatasının 6100 sayılı HMK m. 371/ç hükmü gereğince karara etkisinin bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 619,34 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.