17. Hukuk Dairesi 2016/5396 E. , 2016/7517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Vekili, davalılardan ..."un diğer davalı işveren nezdinde çalışmakta iken kullanmakta olduğu forklift ile müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralanıp sakat kaldığını, belirterek geçici ve sürekli iş görememezlik nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11.11.2014 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talebini 14.831,68 TL ye çıkarmıştır.
Davalı ... vekili, davacının kendi kusuru ile yol açmış olduğu kazanın sorumluluğunu müvekkil şirkete yüklemek istediğini, olayda her hangi bir kastın söz konusu olamayacağını, davacının talep etmiş olduğu manevi tazminatın çok fahiş olduğunu belirterek haksız olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... davaya karşı herhangi bir cevap vermediği görülmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacı ..."ın açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile, 1.000,00 TL"nin 24/12/2010 kaza tarihinden itibaren 13,831,68 TL"nin ise ıslah tarihinden itibaren olmak üzere 14.831,68 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan kusur oranları nispetinde tahsili ile davacıya verilmesine, davacı açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, takdiren 5.000 TL"nin 24/12/2010 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ederek teselsül hükümlerine dayanmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesi gereğince aynı zarardan sorumlu olanların müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiş, yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. Buna göre davacı yararına hükmedilen maddi tazminatın tamamının davalılar işleten ve sürücüden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken davalıların kusur oranına göre sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
2-Uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden gerekse ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalılar araç maliki ve sürücü yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, MK"nin 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.