
Esas No: 2016/8400
Karar No: 2016/7644
Karar Tarihi: 22.06.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8400 Esas 2016/7644 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı mirasçılar vekili, meydana gelen trafik kazasıyla çarpışma sonucunda müvekkilin maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü belirterek 2.000 TL manevi tazminatın, 4.993 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı ..., oluşan maddi zararın tamamının diğer davalı ... şirketince tanzim edildiği manevi tazminat talebinin ise ilgili trafik kazası neticesinde başlatılan ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesini gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; 6100 sayılı HMK"nın 114/1d maddesi gereğince; tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından sayılmış 115. maddesinde ise dava şartı noksanlığının tesbit edilmesi halinde giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilir bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddeder hükmü gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti ölümle sona erer. M.K."nun 27/1. maddesi gereğince dava devam ederken taraflardan birinin ölümü halinde ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Asilin ölümü ile vekalet ilişkisi de sona erer. Borçlar Kanununun 35/1. ve 397/1. maddesi gereğince müvekkilin sağlığında düzenlediği vekaletname ile yetkili kıldığı avukat, müvekkilinin dava açıldıktan sonra ölmesi halinde ölüm ile vekalet ilişkisi son bulacağından ölen kişi adına davaya devam edemez.
Somut olaya gelince; davacı ..."in, davanın açılmasından sonra 17.12.2012 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 28. maddesine göre hak ehliyeti ölümle sona erer. Borçlar Kanunun 397.maddesi uyarınca da ölüm istisnalar dışında vekalet ilişkisini sona erdirir. Mahkemece, davacı vekiline vekil eden davacının mirasçılarından vekaletname alması için kesin süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından Sulh Hukuk Mahkemesi"nden alınan müvekkili davacı murisin veraset ilamı ve mirasçılarından iki tanesinin (eşi ... ve oğlu ...) vekaletnameleri dosyaya sunulmuştur. Ancak mirasçılardan davacının oğlu ... vekaleti ise dosyaya daha sonra sunulmuştur.
Yukarıda da açıklandığı üzere vekil aracılığı ile takip edilen davada müvekkilin ölmesi ile vekalet son bulur. Dosya arasındaki veraset ilamından davacı ..."in mirasçılarının eşi ..., oğulları ... ve ... olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece tüm mirasçıların usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmesinden sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı mirasçılarına geri verilmesine 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.