8. Hukuk Dairesi 2011/7702 E. , 2012/1241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile ) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve tazminat
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Seferihisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 02.11.2010 gün ve 141/283 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.11.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili tarafından davalı ... Aksu aleyhine açılan katkı payı alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 83.652,71 TL katkı payı tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 02.05.1986 tarihinde evlenmiş, 15.06.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 08.06.2006 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.), Almanya Siegburg Sulh Hukuk Mahkemesi Aile Mahkemesinin 04.03.2010 tarih 322 F 108/07 Karar sayılı tercümesinde, boşanma kararının Almanya’da tanındığı yazılı olup, mahkemece davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan evlilik süresince edinilmiş mal varlığı denkleştirmesi davasında davalı tarafından davacıya 44.680,51 Euro ödenmesine, bu miktarın boşanma kararının kesinleşme tarihi olan 08.06.2006 tarihinden itibaren % 5 oranında faizlendirilmesine, dava masraflarının
davalı tarafından ödenmesine, 57.000 Euro teminat yatırılması halinde kararın şimdilik icrasının kabul olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Alman Mahkemesi kararının Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatı ile) 03.05.2011 tarih 2010/265 Esas 2011/11 Karar sayılı ilamı ile tenfizine karar verilmiş, tenfiz kararı 12.09.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava konusu Seferihisar Sığacık Mahallesinde bulunan 89 ada 175 parsel 29.06.1990 tarihinde satın alma ile davalı ... adına tapuda kayıtlı iken, 6/12 payını 20.04.1993 tarihinde Yalçın Yürekli’ye satmış, daha sonra kat irtifakı tesisi, satış, imar uygulaması sonunda 948 ada 1 parsel numarasını almış ve taşınmaz üzerindeki binanın 1.kat 2 nolu meskenin tamamı, zemin kat 1 ve 4 nolu meskenlerin ise 1/4"er payları 08.03.1996 tarihinde imar nedeni ile ... adına tapuya tescil edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın tenfize ilişkin dosyanın bekletici mesele yapılması isteği tenfiz dosyasının beklenmesinin eldeki yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği, esasen tenfiz gerçekleşmeden icra kabiliyeti bulunmadığı gerekçesi ile beklenmesine yer olmadığına karar verilerek toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Gerek davacı gerekse davalının hem Alman hem de Türk vatandaşı oldukları nüfus kayıtlarındaki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Yani tarafların çifte vatandaşlıkları söz konusudur. Bu bakımdan taraflar açısından her iki ülke hukuku da uygulama alanı bulunmaktadır. Taşınmazlar Türkiye"de bulunduğuna göre Türk hukuku uygulanacaktır. (5718 sayılı K.nun (“MÖHUK” m. 5, 15, 21) öte yandan eşlerin aynı zamanda Alman vatandaşı olmaları nedeniyle Almanya"da mal rejimi konusunda verilen kararın kesinleşmesi ve Türkiye"de tenfiz edilmesi suretiyle icraya konulması (infaz edilmesi) mümkündür. Davalı vekili, savunmasında dava konusu taşınmazın da Alman Mahkemesinde görülen mal varlığı denkleştirmesine ilişkin davada değerlendirildiği, bu sebeple yeniden mal rejimi tasfiyesine konu edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Mahkemece, tenfiz davasının sonucunun beklenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Geri çevirme kararı üzerine getirtilerek incelenen Alman Mahkemesinde verilen mal varlığı denkleştirilmesine yönelik davanın tenfizine ilişkin Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında bulunan yabancı mahkeme kararının tercümesinde taraflara ait Türkiye’de bulunan mal varlığının da değerlendirildiği, 21.06.2005 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen Seferihisar Sığacık Mahallesi Yahanı Sokak 56 ve Tuzla mevkii 98 adresinde bulunan taşınmazların da hesaplamada dikkate alındığı yazılıdır. Bu durumda dava konusu taşınmazın, tenfizine karar verilen Alman Mahkemesinin mal varlığı denkleştirilmesine ilişkin davada değerlendirmeye alınan taşınmazlar arasında olup olmadığı hususu önem kazanmaktadır.
Mahkemece yapılması gereken iş; Alman Mahkemesinin mal varlığı denkleştirilmesine ilişkin davasında değerlendirilen taşınmazlar arasında dava konusu 89 ada 175 (yeni 948 ada 1 parsel) parselin bulunup bulunmadığının, gerek taraflarca sunulacak belgeler, tercüme evrakı, gerekse yabancı mahkeme kararında geçen ve Türkiye’de talimat ile yaptırılan keşif sonunda alındığı anlaşılan 21.06.2005 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesi ile belirlemek ve sonucuna göre işin esası ile ilgili hüküm kurmak olmalıdır. Almanya"da görülen ve kesinleşen mal rejimine konu kararın kapsamı ile eldeki davaya konu taşınmazlar karşılaştırılıp, aynı taşınmazlar olup olmadığı saptanmalıdır. Bu belirlemede gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor alınabileceği de düşünülmelidir. Bu durum belirlendikten sonra sonucuna göre iddia ve savunma doğrultusunda işin esası ile ilgili bir
hüküm kurulması gerekirken dava konusu taşınmazın yabancı mahkeme kararı kapsamında değerlendirmeye alınan taşınmazlar arasında olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde işin esası ile ilgili karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.