
Esas No: 2016/1109
Karar No: 2016/5342
Karar Tarihi: 13.04.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/1109 Esas 2016/5342 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, itirazın iptali yönünden davanın kısmen kabulune, icra inkar tazminatı yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraflarca temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı kanunun 11. maddesiyle değiştirilen ikinci fıkrasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın %20"sinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus da karar verilmemesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükmün 1 nolu bendinin son satırında yer alan "ve icra inkar tazminatı talebinin" sözlerinin silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına; Hükme yeni bir bent eklenerek, “ takip tarihi nazara alınarak asıl alacağın % 20’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” sözcüklerinin ilavesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 13.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.