
Esas No: 2015/10423
Karar No: 2015/11008
Karar Tarihi: 30.11.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10423 Esas 2015/11008 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.11.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili; tarafların dava konusu parsele cephesi olan taşınmazların maliki olduklarını, taşınmazların imar durumu dikkate alınarak taksim edilmesini talep etmişlerdir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın yol vasfıyla taraflara ait olduğunu, davacı ve diğer davalıların parsellerinin ana yola cephesinin bulunduğunu, kendi taşınmazının ana yola cephesi olmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, Dairemizin 06/12/2013 günlü 2013/12097-15253 sayılı ilamı ile "Dava konusu 2896 parsel sayılı taşınmaz 1961 yılında yapılan kadastro tespitlerinde müşterek ve daimi yolluk olarak tespit edilmiş, cinsi "yolluk" olarak belirlenmiştir. Ancak taraflar adına kayıtlı olup özel mülkiyet hükümlerine tabi olduğu açıktır. Kadastro paftasının incelenmesinden, taşınmazın kadastral yollara cephesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısı ile yolluk olarak kullanılmasındaki hukuki yarar da ortadan kalktığından paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazın TMK"nun 698. maddesi uyarınca satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle" bozulmuştur.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkemece, bozmaya uyulduğu takdirde bozma ilamının gereğinin yapılması ve bilirkişi raporunda uyulan bozma kararına aykırı değerlendirme yapılması halinde bozma ilamında belirtilen hususlara aykırılıkları giderecek şekilde yeniden rapor alınması gerekir.
Somut olayda ise; mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulduktan sonra paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazın TMK"nun 698. maddesi uyarınca satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek bozma ilamının maddi hata içerdiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.