
Esas No: 2015/11489
Karar No: 2015/11041
Karar Tarihi: 30.11.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/11489 Esas 2015/11041 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.02.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ..., ... ...., ... vekili temyiz etmiştir.
TMK m. 683"teki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK"nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Mülkiyet hakkının taşkın kullanılmasında ölüm veya cismani zarar söz konusu ise BK"nın 53 ve devamı maddelerine göre ölüm veya cismani zarar bulunmadığı takdirde, komşu taşınmaz maliklerinin sağlık, huzur ve sükunları mülkiyet hakkının taşkın kullanılması nedeniyle bozulmuş ise kusursuz sorumlulukta uygulanan BK"nın 56. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilebilir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; yargılama sırasında davalı .... ölü olduğu halde kendisine husumet yöneltildiği, mirasçılarının da davada taraf olarak yer almadığı anlaşılmaktadır. Ancak HMK"nın 124. maddesi gereğince bu yanlışlığın maddi hatadan kaynaklanması ve dürüstlük kuralına aykırı olmaması kabul edilebilir bir yanılgıya dayanılması sebebiyle adı geçen davalının mirasçılık belgesi temin edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
HMK"nın 27. maddesi hükmüne aykırı olarak taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi