Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/181
Karar No: 2012/1504
Karar Tarihi: 06.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/181 Esas 2012/1504 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/181 E.  ,  2012/1504 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... mirasçıları ... ve müşterekleri ile Hazine, ..., ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.12.2010 gün ve 540/272 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... ve müşterekleri vekili Avukat ... ve davalı Hazine vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalılar ... bizzat, ... vekili Avukat ...geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... mirasçıları vekili dava dilekçesinde; 418 ada 10 parselin 2525/3912 payının sahibi görünen ... eşi...,...oğlu ...,... kızı ... ve ...Kızı ...’ın farazi ve hayali kişiler olduklarını, bu şahısların davanın açıldığı tarihten 20 yıl önceki tarihlerde ölmüş olmaları ihtimalinin de olduğunu açıklayarak adlarına kayıtlı hisselere ait tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine ve ... vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
    Kayıt maliklerinin mirasçılık belgelerine göre mirasçıları davalı gerçek kişilere dava dilekçesi tebliğ edilmiş, duruşmaya gelen veya davaya cevap veren olmamış, mal varlıklarını temsil etmek üzere kayıt maliklerine atanan kayyım vekili ise, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasçılık belgeleri karşısında kayıt maliklerinin hayali kişiler olarak kabul edilemeyeceği, TMK’nun 713/2.maddesinde yazılı kazanma koşullarının gerçekleşmediği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, esası bakımından davacılar vekili, avukatlık ücreti bakımından davalı Hazine vekili, hem esas hem de avukatlık ücreti bakımından ise davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve eklemeli zilyetlik, TMK’nun 713/2.fıkrasında öngörülen “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” ve “maliki … 20 yıl önce ölmüş bulunan…” hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Uyuşmazlık konusu 418 ada 10 parsel 6.12.1973 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında Aralık 1323 tarih 45 ve 46 parsel uygulanmak suretiyle Hazineye ait olduğunun belirlendiği, Hazine tarafından taşınmazın 2525 m2"lik kısmının ... oğlu...’ye satıldığı, bu kısmın tefriki mümkün olmadığı, şüyulandırmaya gidildiği, ...’nin 1.9.1953 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak eşi Hayriye ile kendinden önce ölen dayısı ...’in çocukları ... ..., ... ve yine kendinden önce ölen amcası ...’nün kızı ...’ı bıraktığı, başka mirasçısının olmadığı açıklanarak 2525 hissenin vereseler, kalan hissenin ise Hazine adına tesbitinin yapıldığı, tutanağın 29.5.1974 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Daha sonra Hazine adına kayıtlı 1387/3912 pay davacıların miras bırakanı ... tarafından 25.5.1993 tarihinde satın alınmış, taşınmazın bulunduğu mahalde yapılan imar çalışmaları sonunda taşınmaz 2688,28 m2 arsa vasfı ile 2730 ada 4 parsel olarak tapuya kaydedilmiştir. Tapuda 851/2400 pay ...oğlu ..., 1549/2400 pay ise Hazine, ... oğlu ... ..., ... kızı ... ve ...kızı ... adlarına iştirakli olarak tescilli bulunmaktadır.
    Kadastro tutanağındaki açıklamalar, dayanağı belgeler ve dosya kapsamı ile kayıt malikleri ...,...,...,...,...,...oğlu...,...,...kızı ... ve ...kızı ...’ın tapu kütüğünden kim oldukları anlaşılabilmektedir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. Kadastro tutanağı tapu kütüğündeki belgelerdendir. Tutanaktaki bilgilerden kayıt maliklerinin tapu kütüğünden kim oldukları anlaşılmaktadır. Diğer yandan kayıt maliklerinin dosya arasındaki mirasçılık belgelerine göre mirasçıları davada taraf durumunu aldıklarına göre artık kayıt maliklerinin kim olduklarının bilinmediğinden söz edilemez. Mahkemenin red kararı bu sebep bakımdan doğrudur.
    “Ölüm” sebebine gelince; dava konusu taşınmazın az yukarıda açıklanan tapu kaydı dikkate alındığında dava konusu edilen payın tapuda “verasetten iştirak” şeklinde kayıtlı olduğu, TMK.nun 701, 702 ve 703.maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu görülmektedir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı taşınmazların tamamı üzerinde yayılmış bulunmaktadır. Öte yandan Yargıtay’ın sapma göstermeyen uygulamasına göre elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde mirasçılardan bir veya birkaçı tarafından sürdürülen zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır. Tapu kaydının kadastro yolu ile oluştuğu 29.5.1974 tarihinde kayıt malikleri ...,...,...,...,...,...,...,... kızı ... ve ...kızı ...’ın ölüm tarihlerinden itibaren tamamı bakımından TMK.nun 713/2.maddesinde yazılı kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmesi halinde tapuda verasette iştirakli olarak kayıtlı payın tümünün kazanılması mümkün olabilir. Ancak bu ortaklardan biri bakımından dahi kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmemesi yani sağ olması halinde payın tamamının kazanılma imkanı yoktur. İştirak hali bu durumda payın TMK’nun 713/2.maddesine göre kazanımına engel olmaktadır. Bu açıklama karşısında kayıt maliklerinden ... ...’nin 13.6.1980, ...’nin 11.11.1973, ...’ın ise 5.4.1964 tarihinde öldükleri dikkate alınarak bu malikler bakımından kazanma süresi ve koşullarının dava tarihine kadar gerçekleştiği düşünülebilir. Fakat diğer kayıt maliki Hayriye 22.7.1985 tarihinde ölmüş, Tokat Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.10.2008 tarih 2006/112 Esas 2008/1570 Karar sayılı mirasçılık belgesinde Hayriye’nin herhangi bir mirasçısının tespit edilemediği, terekesinin Devlet’e kaldığı açıklanarak son mirasçısının Hazine olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında da Hayriye tapulama sonunda kayıt malikleri arasında yer alırken, imar sonrasında Hayriye yerine Hazinenin kayıt malikleri arasında yer aldığı görülmektedir. Hayriye’nin son mirasçısının Hazine olduğunun tesbit edilmiş olması, Hazineye kanunlar gereği kalan malların kazanmayı sağlayan zilyetlikle kazanılamayacağı gibi Hazine payının TMK’nun 713/2.maddesi gereğince iktisap edilemeyeceği gözetildiğinde yapılan nitelendirme ve açıklamalar karşısında elbirliği mülkiyetinde ölen diğer ortakların haklarının da TMK.nun 713/2.maddesi hükmü uyarınca hukuki değerini yitirmesi söz konusu olamaz. Şayet tespit ve tescil iştirakli olarak değil paylı şekilde olsaydı o takdirde Hayriye payı dışındaki diğer üç kayıt malikine ait payların TMK’nun 713/2.maddesindeki ölüm hukuki sebebine dayanılarak böyle bir kaydın hukuki değerini yitirdiği ileri sürülebilirdi. Bu bakımdan davacılar vekilinin yargılama aşamalarında ve Yargıtay duruşması sırasında ileri sürmüş olduğu temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Diğer yandan Hazine vekili tarafından davada birden fazla davalı olduğu ve davanın reddedilmesi sebebiyle her bir davalı lehine avukatlık ücreti takdiri gerekirken tek vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığı ileri sürülerek bu yönden temyiz isteğinde bulunulmuştur. Dava TMK’nun 713/2.maddesine dayalı olarak açıldığına göre Devletin tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve kayıt maliki hiç mirasçı bırakmadan ölmüşse TMK.nun 501. maddesi uyarınca terekesinin Devlete kalacağı, kayıt maliklerinden Hayriye’nin mirasının son mirasçı sıfatı ile Hazineye kalması sebebiyle davada diğer üç kayıt malikinin mirasçıları ile birlikte Hayriye mirasçısı olarak Hazinenin de davalı sıfatının bulunduğu açıktır. Bu nedenle davalı gerçek kişiler ile birlikte Hazine aleyhine açılan davanın aynı sebepten reddine karar verilmiş olması karşısında karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3.maddesi gereğince red sebebi ortak davalılar lehine yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hazine vekilinin vekalet ücretine yönelen temyiz itirazı yerinde değildir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazına gelince; Dava TMK’nun 713/2. maddesine dayalı olarak açılmıştır. Bu tür davaların kayıt malikinin mirasçıları ve Hazineye karşı açılması yeterli olup, ayrıca Belediye Başkanlığına davanın yöneltilmesine gerek bulunmamaktadır. Belediyeye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve red sebebinin farklı olması sebebiyle Belediye lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 7.maddeleri gereğince diğer davalılardan ayrı avukatlık ücreti takdiri gerekirken mahkemece bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın Belediye yönünden de esastan reddine karar verilmesi ve diğer davalılarla birlikte Belediye lehine tek avukatlık ücreti takdir edilmiş olması doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu davalılar bakımından ONANMASINA, davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları ise yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün Belediye ile ilgili bölümünün esas ve avukatlık ücreti bakımından 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacılardan alınmasına ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden Tokat Belediye Başkanlığına iadesine 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi