Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/151
Karar No: 2012/1517
Karar Tarihi: 06.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/151 Esas 2012/1517 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/151 E.  ,  2012/1517 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi nedeni ile alacak

    ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi nedeni ile alacak davasının kabulüne dair Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesinden verilen 24.09.2010 gün ve 1290/1051 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ile davalı vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü.


    KARAR

    Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında hüküm süren mal rejiminin tasfiyesi ile müvekkili tarafından sağlanan katma değer ve değer artışlarının denkleştirmeye tabi tutularak, müvekkili adına kayıtlı bulunan taşınmazların müvekkilinde bırakılmasını, fazlaya dair her türlü hak ve tazminat hakları saklı tutularak davalı adına kayıtlı bulunan ... Erbab"daki 105 ada 14 parselin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline, bunun mümkün olmaması halinde değerinin davacıdan alınarak, 11.08.2006 tescil tarihinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte vekil edenine ödenmesine karar verilmesini talep etmiş ve 10.000 lira dava değeri göstermiştir. 05.12.2008 tarihli beyanlarını sundukları dilekçe ile aynı talepte bulunarak tescil veya olmadığı takdirde 10.000 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. 07.09.2010 tarihli harçlandırdığı ıslah dilekçesiyle 30.000 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
    Davalı ... (Ceylan) vekili; dava konusu taşınmazın murisinden intikalen adına kayıtlı bulunduğunu, Eskişehir"de davacı adına kayıtlı taşınmazın adına tescilini, davacının katkısının bulunmadığını belirterek, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; 07.09.2010 tarihli davacı talebinin 2. ıslah olup HUMK.nun 83. maddesine göre geçersiz olduğu kabul edilerek davanın kabulüne ve ilk ıslah tarihi olan 05.12.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 10.000 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Hüküm, süresinde, ıslahın geçerli olduğu ve ıslahla istenen miktar yönünden davacı vekili, kabule ilişkin bölümü davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Taraflar, 27.11.1994 tarihinde evlenmiş, 03.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 23.06.2009 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 s.K. m. 10) 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.nun 202.m.)
    Dava konusu ... İli, ... İlçesi Erbab Mahallesinde kayıtlı bulunan 105 ada 14 parsel sayılı " tarla " niteliğindeki taşınmaz, 11.08.2006 tarihinde intikal ve hisse tevhidi nedeniyle davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
    Dava; 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmazdan kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili 13.12.2010 tarihli temyiz dilekçesinde; 07.09.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle isteğini 20.000 TL artırarak 30.000 TL"ye çıkarttığını, ancak mahkemece 07.09.2010 tarihli dilekçesinin ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde bulunduğunu ve HUMK.nun 83. maddesine göre geçersiz olduğunu kabul etmiş ise de, 05.12.2008 tarihli dilekçesinin ıslah dilekçesi niteliğinde olmadığını, dava dilekçesinin açıklaması niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle 07.09.2010 tarihli dilekçesinin yapılan ilk ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu gerekçesiyle hükmü temyiz ettiğini açıklamıştır.
    Gerçekten 05.12.2008 tarihli dilekçe sadece ...-Erbab"daki taşınmazla ilgili olup, vekil edeni adına tapuya tescili ya da 10.000 TL"nin tazmini isteğine ilişkindir. Dava dilekçesinde de; zaten davanın değerini 10.000 TL olarak göstermiştir. Bu nedenle 05.12.2008 tarihli dilekçenin ıslah niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Aynı tarihli dilekçenin birinci sayfasının açıklamalarla ilgili dördüncü paragrafında; "..Fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bu aşamada müvekkilin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle doğacak alacak hakkına karşılık ...-Erbab"daki taşınmazın tapu kaydının müvekkilim adına tescili ya da 10000 YTL bedelinin tazmini talebi olduğunu, diğer mal varlıkları üzerindeki haklarından feragat anlamına gelmemek kaydıyla bu aşamada herhangi bir talepleri bulunmadığından dava açılırken dava değeri olarakta 10.000 YTL yazıldığını ve bu miktar üzerinden dava harcı yatırdığını, zira ... – Erbab"daki taşınmazın değerinin bu civarda olduğunu..." açıklamıştır. Görüldüğü gibi açıklanan dilekçeyle isteğin, 105 ada 14 parselde, davalı tarafından satın alınması paylarla sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları böylece isteğini sınırlandırdığı 105 ada 14 sayılı parselin davalı tarafından muris İsmail"in diğer mirasçılarından satın aldığı payların değeri gözönünde tultulduğunda (taşınmazın toplam değeri, keşfin yapıldığı 24.05.2010 tarihine göre 15.797,71 TL"dir.) yerinde olmadığı görülmekte ise de, TMK.nun 235/1.fıkrası uyarınca tasfiye anındaki yani karar tarihine yakın bir tarihte yeniden belirlenecek değerin daha yüksek çıkması olanak dahilinde bulunduğundan ve buna bağlı olarak 07.09.2010 tarihli blok dilekçesi ile artırılan miktardan da katılma alacağı alması mümkün olacağından bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Bundan ayrı sözü edilen 07.09.2010 tarihli dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde olmadığı yönündeki temyiz itirazları da yerinde olup, mahkemenin değerlendirmesine katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Davalı vekilinin davanın kabulüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu 105 ada 14 parsel sayılı taşınmaz, öncesinde davalının murisi İsmail Kökten adına tapuda kayıtlı iken, ölümüyle mirasçısı davalı ... ve dava dışı diğer mirasçılara kaldığı, diğer mirasçıların da kendilerine intikal eden hisselerini 7.500 TL bedelle davalıya 11.08.2006 tarihinde sattıkları anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece, katılma alacağının tespitinde, TMK.nun 220/2. maddesine göre davacıya mirasen intikal eden hisse miktarının davalının kişisel malı olduğu hususu gözden kaçırılmıştır. Ayrıca yeniden değer belirlemesi yapılacağından hükmedilecek katılma alacağı miktarının 10.000 TL"nin altında kalma olasılığı da olabilir. Bu nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının da yerinde olduğu kabul edilmelidir.
    Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağının belirlenmesi gerekir.
    Uyuşmazlık konusu 105 ada 14 sayılı parsel davalının babası İsmail Kökten adına tapuda kayıtlı olup, ölümüyle mirasçılarına geçmiştir. Davalı 11.08.2006 tarihinde tapuda yapılan satış, intikal ve pay devri sonucu taşınmazın tamamına malik olmuştur. Bu durum karşısında davacının miras bırakanı İsmail"e ait veraset belgesinin sunulması için davalı tarafa süre ve imkan tanınması, veraset belgesi dosyaya sunulduğunda muristen davalıya intikal eden miras payı oranının davalının kişisel malı olduğunun kabul edilmesi, diğer mirasçılardan satın alınan miras paylarının ise, davalının kendi kişisel malıyla satın aldığını ileri sürmediğine ve bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığına göre, miras paylarının edinilmiş maldan sayılan parayla alındığının kabulü ile değerlendirmenin buna göre yapılması gerekmektedir.
    Şu halde mahkemece yapılacak iş; karar tarihine en yakın tarihte davalı tarafından satın alınan mirasçılara ait pay oranlarının toplamı gözetilerek uzman bilirkişi aracılığıyla değer tespitinin yapılması ve belirlenecek değerin yarısının davalıya ait olduğunun kabulü ile bu miktarın TMK.nun 236. maddesi uyarınca hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 148,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi